"في فيرمونت" - Translation from Arabic to Turkish

    • Vermont'ta
        
    • Vermont'da
        
    • Vermont'daki
        
    Onun kalbini aptal oğlunun Vermont'ta kırdığı gibi hiç kırmadın. Open Subtitles لم تفطر قلبه أبدا مثلما فعل ابنه المغفل في فيرمونت
    Bu yıI esaslı geçecek. Vermont'ta Şükran Günü, İsviçre'de Noel... Open Subtitles إننا نقوم بذلك بشكل صائب نقضي عيد الشكر في فيرمونت وعطلة عيد الميلاد في سويسرا
    Yılın bu zamanında genelde Vermont'ta olurlardı. Open Subtitles عادة هم في فيرمونت هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ.
    Evdeyken lisede öğretmendim. Vermont'da. Open Subtitles أنا قد قمت بالتدريس هناك في موطني في المدرسة الثانوية في فيرمونت
    Karen Hayes ve Bill Buchanan sessizce emekli olup Vermont'daki evlerine çekilebilirler. Open Subtitles كارين هايز" ، و "بيل بيوكانان" يمكن أن يتقاعدا" "و يعودا بهدوء إلي وطنهما في "فيرمونت
    Sekiz yaşımdayken, kayak hocasıyla Vermont'ta mahsur kaldığımızda. - Demitri. Open Subtitles في فيرمونت , عندما كنت في الثامنة من عمري و أنت صاحبت مدرب المراهيقن وقتها ديميتري
    Güney'li casusların New York'u yakacağı yolunda, aynen Vermont'ta yaptıkları gibi. Open Subtitles جواسيس الثوار يخططون لأشعال نار في نيويورك مثلما فعلوا في تلك البلدة في فيرمونت
    Vermont'ta çocukken gittiğimiz bir yer vardı. Open Subtitles بوسعنا الذهاب إلى هذا.. هنالك بقعة ما في فيرمونت اعتدنا زيارتها حينما كنّا أطفالاً
    Vermont'ta 100 dönüm büyüklüğünde ekilip biçilebilen bir çiftlik alacağım. Open Subtitles سـأشتري 100 فدانٍ من الـنوع الـممتاز , أرضٌ صالحةٌ لـزراعة في فيرمونت
    Eğer ben Vermont'ta alelade bir emekli futbolcu olmadıysam, o zaman bütün bunların bir anlamı olmalı. Open Subtitles أن لم اتمكن ان اكون ابا فاشلا في فيرمونت فانا احتاج لهذا كله ان يكون ذا معنى
    Karısına ulaştım ama Vermont'ta kız kardeşini ziyaret ediyormuş. Open Subtitles لقد اتصلت بزوجته لكنها كانت في فيرمونت بزيارة لأختها
    Biliyorum, bugün Lucy'nin doğum günü üvey kızlarımı da Vermont'ta Sunny Hill'deki yeni yatılı okullarına gönderdim. Open Subtitles كما تعلمين ، إنه عيد ميلاد لوسي اليوم و كما تعلمين أولادي ذهبوا لتلك المدرسة الجديده في فيرمونت
    Vermont'ta memeli hayvan koruyucusu aşırı bir grup. Open Subtitles وهي جمعية تناضل للدفاع عن الحيوانات هنا في "فيرمونت"
    İzlemem gereken bir müfredat var. Vermont'ta değiliz burada. Open Subtitles هناك منهج على ان انتهي منه ، فنحن لسنا في "فيرمونت"
    Listemiz, kardeşim ve Sheila'ya da alıp karavanlarıyla Vermont'ta kamp yapacaktık. Open Subtitles لائحتنا التخييم في فيرمونت مع أخي وشيلا
    Bir zamanlar Vermont'ta bir adamımız vardı. CEO. Open Subtitles كنا مع رجل مرة في فيرمونت مدير تنفيذي
    Dinle. Bir kere bir çocuk Vermont'da, Minikani Kampı'nda bunu denedi. Open Subtitles حسناً أصغي إلي , هناك طفل تصرف معي بنفس هذا الأسلوب في مخيم مينكاني في فيرمونت
    Monica'yı Vermont'da romantik bir otele götürüyorum. Open Subtitles لا، سأصطحب مونيكا إلى منتجع رومنسي في فيرمونت. جيّد. ممتاز.
    O kışı Vermont'da geçirmiştik ve kar fırtınası çıkmıştı. Open Subtitles لقد تزجلنا معاً في فيرمونت فصل الشتاء الماضي. والعاصفة الثلجية هبت فوق رؤوسنا مباشرة.
    Vermont'daki evimizde yan komşumuz Terry Gross. Aman Tanrım. Open Subtitles - أجل , تيري غروس تمتلك المنزل المقابل لمنزلنا في فيرمونت
    Vermont'daki o yer mi? Open Subtitles ذلك المكان في "فيرمونت"؟
    Vermont'daki. - Süper. Open Subtitles في فيرمونت - رائع -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more