cüzdanında 50 papel, Güneş gözlüğü ve birkaç anahtar. | Open Subtitles | وجدت في محفظته 50 دولار ، ونظارات وبعض المفاتيح |
cüzdanında bulduğumuz bazı telefon numaralarını araştırıyoruz. | Open Subtitles | أننا نتحقق من أرقام هاتف وجدناها في محفظته. |
Soygun gibi de durmuyor. cüzdanında para ve kartlar duruyor. | Open Subtitles | ليست سرقة مازالت هناك مال وبطاقات إئتمان في محفظته |
Şu anda cebinde ne kadar var, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين كم يملك من المال في محفظته الآن ؟ |
Çeyiz sandığında senin fotoğrafın vardı. | Open Subtitles | لديه صورة في محفظته |
Umalım şifre cüzdanındadır. | Open Subtitles | على أمل أن نجد كلمة المرور في محفظته أو شيئا ما |
Sean, cüzdanın içinde nakit var. | Open Subtitles | ... شون ) يوجد بعض النقود في محفظته ) |
ve cüzdanında da hiç bir şey yok diyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تقولين أنّه لا يُوجد شيء في محفظته |
cüzdanında, Chelsea Greenway vakfına ait bir kimlik vardı.. | Open Subtitles | معه بطاقة تعريف في محفظته من مؤسسة غرين تشيلسي |
Bu laneti cüzdanında taşıyacak kadar yaşlı durumda bir adama nasıl müsade edeceksin, Sal? | Open Subtitles | كيف بحق الجحيم تتركوها مع الرجل البالغ من العمر ما يكفي ليكون تمثال يحملها في محفظته, سول؟ |
cüzdanında 600 dolar bulduk böylece soygun ihtimali eleyebilirsin. | Open Subtitles | وجدت 600 دولار في محفظته إذاً نستطيع إستبعاد شبهة السرقه |
cüzdanında 600 dolar bulduk böylece soygun ihtimali eleyebilirsin. | Open Subtitles | وجدت 600 دولار في محفظته إذاً نستطيع إستبعاد شبهة السرقه |
RFID tarayıcı her kredi kartı fişini okur, cüzdanında iken bile. | Open Subtitles | الماسح الضوئي يقراء الرقائق في كل بطاقة الائتمان في محفظته. |
cüzdanında bir 45 kalibrelik taşıma izni vardı. | Open Subtitles | كانت لديه رخصه لحمل سلاح عيار45 في محفظته |
Ne üstünde, ne de cüzdanında para yoktu. | Open Subtitles | لم تكن هناك أموال في جيبه أو في محفظته |
cüzdanında ismi yazıyordu. | Open Subtitles | ذاك هو الإسم الذي عُثر عليه في محفظته |
- Earl. cebinde 6,000 dolar ile geliyor. | Open Subtitles | إنه يأتي إلى هنا و بحوزته خمسة آلاف أو ستة آلاف دولار في محفظته |
İddia ediyorum, dedenin cebinde beş dolar bile yoktur. | Open Subtitles | أنا واثق من أن جدّك لا يملك 5 دولارات في محفظته |
Çeyiz sandığında senin fotoğrafın vardı. | Open Subtitles | لديه صورة في محفظته |
- Muhtemelen cüzdanındadır. | Open Subtitles | -ربّما في محفظته . |
Sean, cüzdanın içinde nakit var. | Open Subtitles | ... شون ) يوجد بعض النقود في محفظته ) |