Eğer sınırı geçip o adamlardan biri olursan ben bu tarafta yanlız kalacağım. | Open Subtitles | إن إجتزت ذلك الحائط وأصبحت واحداً من أولئك الرجال، سأظل وحيداً هنا في هذا الجانب |
On yıl kadar önce benimle bu tarafta gizlice öpüşüyordun hatırlasana! | Open Subtitles | أنا في هذا الجانب منذ عشر سنوات ونعرف بعضنا منذ كنا صغاراً |
Banka çalışanları bu tarafa geçsin! Geri kalanlar şu tarafa! | Open Subtitles | موظفوا البنك في هذا الجانب و البقية إلى هناك |
bu taraf - hatırlayın, tura-yazı-yazı istiyoruz, siz de tura-yazı-tura istiyorsunuz. | TED | في هذا الجانب.. تذكروا، أنتم متحمسون للحصول على صورة-كتابة-كتابة، وأنتم متحمسون ل صورة-كتابة-كتابة. |
Bu taraftaki herkes bir kağıda ismini yazsın ve kağıdı Nathan'ın şapkasının içine atsın. | Open Subtitles | حسنا,الجميع في هذا الجانب من الغرفه أريدكم أن تكتبوا في قطعة من الورق أسمائكم ووضعها داخل قبعة نايثن |
Lütfen kapının bu tarafında kalmama izin ver. | Open Subtitles | أرجوكِ دعيني أبقى في هذا الجانب من الباب. |
Sınıfın bu tarafındaki herkes bir isim çekecek. | Open Subtitles | وكل شخص في هذا الجانب من الغرفه الذي أخترت أسمه |
Mason Dixon Line'un bu yakasındaki en güzel cevizli pastayı biz yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصنع افضل فطيرة جوز في هذا الجانب من طريق ماسون ديكسون. |
Yani bu tarafta bir koltuk var. | Open Subtitles | أذكر بأن هناك كرسي في هذا الجانب, اليس كذلك؟ |
Eminim deney bu tarafta başırılı olmuştur, ama benim evrenimde oldukça ciddi ters tepkileri oluyor. | Open Subtitles | حسناً,أنا متأكد بأن التجربة نجحت في هذا الجانب,ولكن بها بعض الأثار السلبية الخطيرة على عالمي |
hala anlayamadığım çok şey var bu tarafta. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء في هذا الجانب لم أفهمها بعد |
bu tarafta, çitlerin ötesindeki ormandan kendine yaptığı bir ok ve yay var azıcık bir ekmek ve alev. | Open Subtitles | في هذا الجانب لدينا قوس و سهم حيث صنعتهم لنفسها من الغابة الواقعة خلف السياج كميّة ضئيلة من رغيف الخبر و نيران |
Vay be, tribünün Eagleton tarafında yeni kız arkadaşın İngrid ile değil de bu tarafta oturmana gerçekten çok şaşırdım. | Open Subtitles | ياللعجب , انا حقا متفاجئة من انك جالس في هذا الجانب من المدرج و ليس في جانب ايغلتون مع صديقتك الجديدة انغريد |
Hadi kaldırın! bu tarafa daha çok adam gerekli. | Open Subtitles | هيا إرفعوا ، نحتاج لمزيد من الرجال في هذا الجانب |
Yolda içerim diye bir tane alıyorum. bu tarafa gelmem hoşuna gitmiyor ama Jamie'yleyken sıkıntı yok, değil mi? | Open Subtitles | سآخذ جعّة للطريق، أعلم أنّكَ لا تحبّ وجودي في هذا الجانب وحدي |
Bu hastalardan herhangibirinin 2 metre yanına yaklaşan varsa hemen bu tarafa geçsin. | Open Subtitles | فليبقى في هذا الجانب. الغير متعودين على الحساب بالنظام المتري, |
Gwang-choon? bu taraf batıyor. | Open Subtitles | جوانج تشون,في هذا الجانب سنغرق |
Tamamdır. bu taraf tamamen net. | Open Subtitles | حسنًا، كلّ شيء جيد في هذا الجانب. |
Bu taraftaki yer döşemesinde bir leke var. | Open Subtitles | هناك بعض الصبغ على سجادة الأرضية في هذا الجانب |
İnsanlar her zaman fazlanın azdan daha iyi olduğunu düşünür: 60 her zaman 50'den iyidir; ve her zaman için şimdi sonradan daha iyidir: Bu taraftaki çubuklar diğer taraftakilerden daha yüksek. | TED | يعتقد الناس دائماً أن أكثر أفضل من أقل: 60 دائماً أفضل من 50. ويعتقدون دائماً أن الآن أفضل من لاحقاً: الشرائط على هذا الجانب أعلى عن الشرائط في هذا الجانب. |
Dağın bu tarafında işiniz ne sizin? | Open Subtitles | مهلاً, مهلاً, مالذي تفعلونه في هذا الجانب من الجبل ؟ |
Sarayın bu tarafındaki en iyi hocayım. | Open Subtitles | أنا أفضل معلمة في هذا الجانب من العالم |
Hayır. Ve ben de muhtemelen Daire Denizinin bu yakasındaki en kötü büyücüyüm. | Open Subtitles | لا، وأنا على الأرجح أسوأ ساحر في هذا الجانب من بحر الدائرة |
Supergate'in bu taraftan yok edilememesi halinde kullanılmak üzere yedek plan yapıldı. | Open Subtitles | في جميع الأحوال ما أذا كانت البوابة الخارقة في هذا الجانب لكانَ من المستحيل تدميرها الخُطة المُساندة كانت الجهاز |