"في واقع" - Translation from Arabic to Turkish

    • Aslına
        
    • aslında
        
    • aslı
        
    • Doğrusu
        
    • bir gerçeklikte
        
    • hatta
        
    • Gerçek
        
    • gerçekte
        
    • gerçekliğe
        
    Aslına bakarsan, saatin geri sayması bitene kadar hayatta kalmanı tavsiye ederim. Open Subtitles في واقع الأمر، أنصحك بأن تبقى حياً حتى ينتهى العد التنازلي اللعين
    Aslına bakarsan, saatin geri sayması bitene kadar hayatta kalmanı tavsiye ederim. Open Subtitles في واقع الأمر، أنصحك بأن تبقى حياً حتى ينتهى العد التنازلي اللعين
    Aslına bakarsan, lanet cehaletin yüzünden sana da bir müdahale yapmak lazım. Open Subtitles في واقع الامر، أَنا بدئت اعتقد اننا يجب علينا عمل تدخل على
    aslında, düşünüyorum da, sanırım kanserden bir nesne gibi bahsetmek bile hata. TED و في واقع الأمر، أظن أننا مخطئون عندما نتكلم عن السرطان كشئ.
    İşin aslı, erimiş cam konyak şişesine ait değildi. Open Subtitles في واقع الامر ذابَ زجاجاً ما كَانَ مِنْ قنينةِ الكونياكَ مطلقاً.
    Hayır, iyi uyumadım, sevgilim. Doğrusu gözümü bile kırpmadım. Open Subtitles كلا، لم أنم جيداً يا عزيزتي في واقع الأمر، لم أغمض عيناً واحدة
    Ortak bir gerçeklikte yaşadığımızı kabul edebilmemiz için üç şey yapmamız gerektiğini söylemiştim. TED قلتُ ذلك لأتقبل أننا نعيشُ حقًا في واقع مشترك. علينا القيام بثلاثة أمور.
    Aslına bakarsan, öyle. Ben düğmeye basarım, sen adamı öldürürsün. Open Subtitles أجل، في واقع الأمر أنا أضغط زر وأنت تقتل رجل
    Aslına bakarsanız, cevap bundan biraz daha incelikli. TED في واقع الأمر, أن الإجابة هي أبسط وأوضح مما تبدو عليه.
    Haklı olduğunu farzedelim. Aslına bakarsan, haklısın. Open Subtitles لنفترض أنك على حق في واقع الأمر ، أنتِ كذلك
    Aslına bakarsan, her yerin sağlam olmalı. Open Subtitles في واقع الامر، لا بد أنك رجل حديدي بالكامل
    Aslına bakarsanız beni beklettiğiniz o gece için size kırılmıştım. Open Subtitles في واقع الامر، تألمت عندما تخليت عني تلك الليلة
    Aslına bakarsanız elimde sizin için biraz para var. 100 dolar. Open Subtitles في واقع الامر، لدي بعض من نقودك، 100 دولار
    Aslına bakılırsa bence doğaüstü bir şey değil. Open Subtitles في واقع الامر؛ لا أعتقد انها تمثل اي شيء من عالم ماوراء الطبيعة
    aslında daha fazla telefona sahip olan ülke 1989 verilerine göre Sovyetler Birliği'ydi. TED في واقع الأمر أن دولة الإتصالات هي الإتحاد السوفيتي, وتعود البيانات لعام 1989م.
    aslında, ... ...biz, enformel ve geleneksel sektörleri görmezden geldik. TED في واقع الأمر ، نحن أهملنا القطاعات غير الرسمية والتقليدية.
    aslında neler olduğunu bir tek sen biliyorsun. Başka kimse bilmiyor. Open Subtitles في واقع الأمر أنت فقط من يعرف ، ولا أحد سواك
    Avukatımın bana dediği bu... ama her halükarda sizin gibi düşük seviyeli insanlarla... hiç bir zaman iş ilişkisine girmem işin aslı. Open Subtitles في واقع الأمر هذا ما قاله لي المحامي و لكن حتى لو كان له معنى فأنا لن أقوم بالعمل مع شخص وضيع مثلك
    İşin Doğrusu, sanırım bir de telefon faturamı orada bulacaksın. Open Subtitles في واقع الامر، أنت ستجد فاتورة هاتفي هناك، أيضاً
    Sahte bir gerçeklikte sahte kardeşini kızdıracak bir şey yaptığın için mi? Cehennem taşı bana bir şey anlatmaya çalışıyor. Open Subtitles لأن نسخة وهميّة من أخيك غاضبة لشيء فعلته في واقع زائف؟ حجر الجحيم حاول إخباري بشيء، حاول إثبات مغزى معيّن.
    hatta ve hatta, ailemin aklındakinden farklı bir yol izledim. TED في واقع الأمر، فقد اتخذت مساراً غير ذاك الذي كان والدي يخططان له.
    Şimdi, yöneticiler ve patronlar genelde iş yerindeki Gerçek rahatsız edicilerin Facebook, Twitter, Youtube ve diğer web sitelerinin olduğunu düşünürler. Ve aslında, biraz daha ileri gidip bunları iş yerinde yasaklarlar. TED الآن , المديرين وأصحاب العمل كثيرا ما تعتقد أن الاضطرابات الحقيقية في العمل بسبب أشياء مثل الفيسبوك وتويتر ويوتيوب وغيرها من المواقع. في واقع الأمر , ان الأمر سينتهي بحظرها في العمل.
    gerçekte, bu hayvanların karada bir eşi yok; dünya üzerinde benzersizler. TED في واقع الأمر ، فإن هذه الحيوانات ليس لها نظير على الارض ؛ انها فريدة من نوعها في العالم.
    Alışkın olduğumuz gündelik yaşamdan farklı bir gerçekliğe katılıyoruz. TED إننا نشارك في واقع مختلف عن حياتنا اليومية التي اعتدنا عليها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more