"قابلت ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • tanıştım
        
    Ve ben bu kişi ile, bu dağ tırmanışının ilk günlerinde tanıştım. TED وأنا بنفسي قابلت ذلك الشخص في الأيام الأولى أثناء صعود ذلك الجبل
    Bu ülkeye geldikten birkaç yıl sonra bir adamla tanıştım. Open Subtitles بعد سنوات قليلة من مجيئي لهذه البلاد, قابلت ذلك الرجل
    Yazın bir çocukla tanıştım ve bunun yüzünden konuşamıyoruz. Open Subtitles لقد قابلت ذلك الفتى , في الصيف ولايمكننا أن نتحدث بسبب ذلك لايمكنني التحدث مع والدي
    Çünkü Ian Restil diye bir çocukla tanıştım. Open Subtitles لأنني قابلت ذلك الطفل المسمّى إيان ريستيل
    Sorman garip, bugün bir çocukla tanıştım, ve biraz belki hoşlandım. Open Subtitles من المضحك أنك سألت لقد قابلت ذلك الشاب اليوم وأنانوعاًماأحببته.
    Bu adamla "The Horses"de tanıştım. Telif hakkından bana pay verecek. Open Subtitles قابلت ذلك الرجل ، وسيمنحني نصيباً منحقوقملكيةالاختراع.
    Ajanslarla henüz nereden baksan bir buçuk ay önce falan tanıştım ve onlar da benden bunu istedi. Open Subtitles لقد قابلت ذلك الوكيل منذ حوالي شهر لقد كانوا يراسلونني
    Bu elemanla geçen hafta şirkette tanıştım havadan sudan konuşuyorduk onunla dalga geçiyordum, falan filan. Open Subtitles قابلت ذلك الشاب في الشركة الاسبوع الماضي، وكنا نمازح بعضنا البعض. كنت أشاكسه تماماً، والعكس صحيح.
    Ben 16 yaşındayken, bana karşı birşeyler hisseden ve benim de ona karşı hissttiğim bu çocukla tanıştım. Open Subtitles و عندما كنت بالسادسة عشر قابلت ذلك الفتى الذي جعلني اشعر بشعور مختلف
    Hapiste, yaşlı bir adamla tanıştım. Open Subtitles أتعلمون، عندما كنت بالسجن قابلت ذلك العجوز
    İşte bir çocukla tanıştım. Kırklı yaşlarda, aptal ama tatlı. Open Subtitles قابلت ذلك الرجل في العمل, في الأربعين, ذكي لطيف
    Çok huysuz ama gizliden gizliye tatlı bir septopus ile tanıştım. Open Subtitles وكما أنني قابلت ذلك الاخطبوط السباعي غريب أطوار تماماً ولكنه عذب في اعماقه
    Hayır, mahalledeki partide bir elemanla tanıştım. Open Subtitles -لا، قابلت ذلك الفتى بحفلة في المنطقة -وماذا؟
    Geçen gün parkta bir adamla tanıştım. Open Subtitles لقد قابلت ذلك الرجل في الحديقة
    Dün bir bireysel bankacıIık çalışanı ile tanıştım. Open Subtitles لقد قابلت ذلك مصرفي التجزئة البارحة.
    Senin sevdiğin bir gruptan bir çocukla tanıştım. Alex Fletcher PoP'dan? Oh, Tanrım. Open Subtitles قابلت ذلك الرجل من فرقة (بوب) التي كنتِ تحبينها، (أليكس فليتشير)
    Yellowstone'dan kaçık biriyle tanıştım ama ne dediyse doğru çıktı. Open Subtitles لقد قابلت ذلك المعتوه ..."في "يلوستون لكنه كان محقاً في كل شيء...
    Bir garsonla tanıştım. Open Subtitles قابلت ذلك النادل
    Hoş biriyle tanıştım. Open Subtitles قابلت ذلك الفتى اللطيف
    Benimki daha iyiydi. Harika bir adamla tanıştım. Open Subtitles لقد قابلت ذلك الرجل العظيم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more