| Onu buraya getirmeden önce parmaklarında koyu yeşil mürekkep varmış. | Open Subtitles | كان لديه حبر أخضر قاتم على أصابعة قبل أن نحضره |
| Nihayet koyu mor olur, ve yaklaşık 1 km sonra, mürekkep gibi siyahtır. | TED | ومن ثم يكون ليلكي غامق ومن ثم, بعد بضع ألف قدم, يكون أسود قاتم |
| Davranışları hakkında şüpheli bir şey söylendiği veya koyu renk bir palto ve açık renk şapka giydiği gerçeği. | Open Subtitles | شيئا مشبوها في تحركاتهم، شيئا موحيا او مجرد جريمة ارتداء معطف قاتم وقبعة خفيفة |
| Ama hiçbir Karanlık Olan bu kutunun içindekine sahip olamaz. | Open Subtitles | لكنْ لمْ يحز أيّ قاتم على ما بداخل ذلك الصندوق |
| Her Karanlık Olan dener. Her biri de başarısız olur. İstediğini elde etmeni sağlayacak kadar gücü asla toplayamayacaksın. | Open Subtitles | كلّ قاتم يحاول يفشل لن تجمع قوّة كافية لفعل ما تريد |
| Çabuk fişeği yak! zifiri karanlık! | Open Subtitles | أسرع بتلك الشعلة الضوئية إنه ظلام أسود قاتم |
| Çok kasvetli. Küçük çocuk bacağına sarılmış, küçük hayalaletler etrafta uçuşuyor. Bu saçmalıklarından kurtulmamız lazım. hemen, baylar ve bayanlar. | TED | هو قاتم. هناك أطفال صغار يتكئون على ساقه، أشباح صغيرة تطير في المكان. علينا أن ننظف هذا بسرعة، سيداتي سادتي. |
| Buradaki hayvanların çoğu bu denizanası gibi koyu kırmızıdır. | Open Subtitles | كثير من الحيوانات هنا لونها احمر قاتم .مثل قنديل الأعماق البحرية هذا |
| Kesiğin sonunda koyu bir çizgi görülüyor. | Open Subtitles | يُمكنكِ رؤية خط قاتم من التأريف قرب نهاية القطع. |
| Siyah açık teninde fazla koyu durdu. Yeşili giy bakalım. | Open Subtitles | اللون الأسود قاتم جدّاً بالنسبة لبشرتك الشاحبة، فلنرى كيف تبدين باللون الأخضر؟ |
| koyu mavi pantolon ve dar yeşil bir bluz vardı üstümde. | Open Subtitles | وكنت أرتدي بنطال أزرق قاتم و بلوزة خضراء ضيقة |
| Hurda gibiydi, rengi koyu maviydi, arkasında beyaz karavanımsı bir şey vardı. | Open Subtitles | وكانت مُحطمة قليلاً لونها أزرق قاتم وكان فيها تلك الخيمة البيضاء من الخلف |
| Rengi koyu laciverte dönüyor; hatta siyaha. | Open Subtitles | يحوله إلى أزرق أزرق قاتم شبيه بالأسود |
| koyu renk saçlı, orta yapılı. | Open Subtitles | شعر قاتم أعتقد , هيئة جسدية متوسطة |
| Daha önce hiçbir Karanlık Olan'ın yapamadığını sen yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القيام بما لمْ يفعله أيّ قاتم قبلك |
| Bu yüzen beni Karanlık Olan'a dönüştürmemen için yalvarmıştım ya! | Open Subtitles | ولهذا توسّلتك كيلا تحوّليني إلى قاتم لعين في الأساس |
| Onu Karanlık Olan'a dönüştürdüğün an, o adam öldü. | Open Subtitles | لكنّ ذلك الرجل مات في اللحظة التي حوّلتِه فيها إلى قاتم |
| Karanlık Olan'dan nefret etmek, onu sevmekten çok daha kolay. | Open Subtitles | مقتُ قاتم أسهل بكثير مِنْ محبّة قاتم |
| Ama zifiri karanlık olduğundan bir bok göremiyormuş, o da işine devam etmiş. | Open Subtitles | لكنّه لم يستطيع رؤية شيء. كل شيء أسود قاتم لذا إستمرّ بالعمل |
| Ama zifiri karanlık olduğundan bir bok göremiyormuş, o da işine devam etmiş. | Open Subtitles | لكنّه لم يستطيع رؤية شيء. كل شيء أسود قاتم لذا إستمرّ بالعمل |
| Demokrasi olmazsa toplumlarımız daha kötü, geleceğimiz kasvetli olacak. O muhteşem yeni teknolojiler heba olacak. | TED | وبدون الديمقراطية، ستصبح مجتمعاتنا أكثر سوءاً، ومستقبلنا كئيب قاتم وستضيع هباءاً تقنياتنا الحديثة الرائعة. |
| İngiltere'ye döndüğümde sağlığım geri dönülmez biçimde bozulmuştu ve geleceğimden umudum yoktu. | Open Subtitles | عدت إلى (إنجلترا) وصحتي مدمرة وبلا رجعة ومستقبلي قاتم |
| Almanya karanlık bir yerdi benim için. | Open Subtitles | فيصل كريم الظفيري أتذكر ألمانيا كمكان قاتم |