| Bunu ona satabilirsem, benim için bir işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن تمكنتُ من بيعها بسرعة سيكون لدي عمل عندها |
| Ve yaptıklarını yapabilmesinde çok etkisi olduğunu söyledi. | TED | قالت إن البرنامج ساعدها لعمل ما تقوم به. |
| Genç kızların her ay okulu kaçırdıklarını bunun sebebinin ise adet döneminde kadın pedi alamamaları olduğunu söyledi. | TED | فقد قالت إن الأيام الدراسية تضيع كل شهر على الفتيات الصغيرات بسبب الطمث الشهري، وهم غير قادرين علي شراء فوط صحي. |
| Ama anneniz konfederasyonun bize ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن والدتك قالت إن الاتحاد بحاجة لنا لذا فنحن ذاهبون للحفر من أجل الجنوب |
| Goldie. Adının Goldie olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | غولدي ، قالت إن اسمها غولدي |
| Diğer tarafa geçenlerin kendileri ile iletişime geçmek isteyenler konusunda seçici olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن الذين عبروا كانوا يختارون الشخص الذي يتصل بهم. |
| Yerel bir polis, bitkilerin yeni olduğunu ve çocuk parkının sadece bir haftadır burda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الشرطة قالت إن الزُريعات كانت جديدة و الملعب إكتمل بنائهُ قبل إسبوع |
| Mektubunun oldukça dokunaklı olduğunu söyledi. İyi ikna etmişsin. | Open Subtitles | قالت إن رسالتك كانت بليغة جداً إقتنعت تماماً |
| Onu ortadan kaldırmanın tek yolunun kullanmak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن الوسيلة الوحيدة لتدميره هي استخدامه. |
| Fare ağladı ve kuma geri dönmek istedi... ama Fil onun Mucizeler Diyarı'na ait olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بكت الفأرة وطلبت العودة إلى المنزل لكن الفيلة قالت إن مكانها بلاد العجائب |
| Orada bir şey olduğunu söyledi. Herhangi bir şey buldunuz mu? | Open Subtitles | قالت إن ثمّة شيئاً هناك هل وجدتم شيئاً؟ |
| Ooo, annem onun evliliği için hediye olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أمى قالت إن هدايا ليله زفافها، |
| Teklifinin adil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن عرضها منصف. |
| Burdaki yerimi öğrenmeye ihtiyacım olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن علي معرفة مقامي هنا |
| Kocasının iş gezisinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن زوجها في رحلة عمل |
| O yüzden işler kesat. Tara yemeklerin harika olduğunu söyledi. Bir bakalım, canım ne istiyormuş. | Open Subtitles | حسناً ، (تارا) قالت إن الأكل رائعاً هنا ، لذا لأري ما لديكم |
| Russell benim dosyanın sende olduğunu söyledi. | Open Subtitles | {\pos(192,240)}راسل) قالت إن لديك ملفاً لي) |
| Olayın bana bağlı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إن الأمر بيدي |
| Şerif, Brad'in çok üzgün olduğunu söyledi. Evelyn'in şimdiye kadar burada olması gerekirdi. | Open Subtitles | قائدة الشرطة قالت إن (براد) مستاء ينبغي لـ(إيفلين) أن تصل بحلول الآن |
| Vampirleri öldürmek söz konusu olduğunda, en iyisinin sen olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قالت إن تعلّق الأمر بقتل (مصّاصين الدماء)، فأنتَ الأفضل. |