| Yoga Sutraları adlı 196 tane el kitabında Hint uygarlığının kendisi kadar eski teknikleri kayıt altına aldı. | TED | سجل أساليبًا قديمةً قِدَم الحضارة الهندية ذاتها في 196 إرشادًا تُدعى يوجا سوترا. |
| Basit arkeolojik terimlerle açıklayacak olursam bu çok, çok eski bir hikâye. | Open Subtitles | مفادها في رموزٍ ومُصطلحات أثرية، إنّها حقاً قصّة قديمةً جداً. |
| Onunla yatarsam, her şey eski haline dönecek. | Open Subtitles | نحن نستلقي معاً , والأمور تصبح قديمةً ومألوفة |
| Muhtemelen eski bir futbol sakatlığıdır. | Open Subtitles | ربما كانت إصابةً قديمةً ناجمةً عن لعب كرةِ القدم |
| Cüzdanında eski bir resim buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت صورةً قديمةً في محفظتك |
| - Oldukça eski görünüyor. - Antikadır belki. | Open Subtitles | تبدو قديمةً جداً ربما هي أثرية |
| eski BASiT KISKANCLIK. | Open Subtitles | فقط يَتأسّى غيرةً قديمةً. |
| Bu ise eski İnek'miş. | Open Subtitles | وهذه كَانتْ بقرةً قديمةً |
| -Evet eski bir şişe buldum. | Open Subtitles | نعم، وَجدتُ قنينةً قديمةً. |
| Biz eski olanları soruşturuyoruz. | Open Subtitles | نُشغّلُ واحداً قديمةً. |
| - eski yöntemlere başvuralım. | Open Subtitles | - دعنا نَذْهبُ مدرسةً قديمةً. |