| Bağdat'ta sarayın bodrumunda dostların Uday ve Kusay'ın, vatan hainlerini ağaç öğütücüsüne verdikleri söyleniyor. | Open Subtitles | لقد قِيل لي في قبو القصر في بغداد أعداء للولايه لقوا حتفهم من قبل زملائك عدي و قصي |
| Ulusumuzun ve Irak'ın bütün gençliği cihatta Uday, Kusay ve Mustafa'yı takip edecekler. | Open Subtitles | كل شباب أمتنا وشباب العراق سوف يتبعون جهاد (عدي) و (قصي) و (مصطفى) |
| Saddam Hüseyin'in Uday ve Kusay dışında yüz oğlu daha olsa... | Open Subtitles | إن كان لدى (صدام حسين) مئة إبن غير (عدي) و (قصي) |
| Kusay, yemekte babana söyler misin gazetelerde beni öven yazılarla bir ilgim yok. | Open Subtitles | (قصي) تأكد بأن تخبر أبيك على الغداء بأنني لستُ وراء مقالات المدح في الصحف |
| Askerlerimiz çok cesurdu. Değil mi Kusay? | Open Subtitles | أعتقد بأن جنودنا شجعان أليس كذلك يا (قصي)؟ |
| Şu anda etrafımız düşmanlar ve işbirlikçilerle çevrili Kusay. | Open Subtitles | نحن محاطين الآن يا (قصي) بأعداء ومتعاونين |
| Kusay ve ağabeyi Uday yıllarca Saddam Hüseyin'in imparatorluğunun merkezindeydiler. | Open Subtitles | لعدة سنوات كان (قصي) وأخوه الكبير (عدي) في مركز أمبراطورية (صدام حسين) |
| Kusay Irak'ın güçlü ve oldukça korkulan güvenlik sisteminden sorumlu olan babasının varisi olarak ortaya çıkan bir taktikçiydi. | Open Subtitles | كان (قصي) الخبير التكتيكي الذي نشأ من رؤية والده مسؤولاً عن قوة العراق وجهاز الأمن المخيف |
| Uday, Kusay ve Mustafa'yı öldürdüğünüzü sanıyorsanız size söylüyoruz yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | إن كنتم تعتقدون بأنكم قد قتلتم (عدي) و (قصي) و (مصطفى) نقول لكم أنتم مخطئون |
| Kusay burada olsaydı onu vurabilirdim. | Open Subtitles | لو كان (قصي) هنا , لكنتُ أطلقت عليه |
| Belki gelecek sefer Kusay'ı getiririm. | Open Subtitles | في المرة القادمة ربما أحظر (قصي) |
| Örneğin Kusay'ın kayınbabası General Raşid. | Open Subtitles | رجال مثل عم (قصي) اللواء (رشيد) |
| Daima savunmada olmalıyız Kusay. Daima! | Open Subtitles | يجب أن نكون دائماً تحت الحماية يا (قصي) |
| Tarık ve Kusay operasyonu denetleyecek. | Open Subtitles | (طارق) و (قصي) سيشرفان على العملية |
| - Ben de bunu sordum! Kusay aradı. | Open Subtitles | -هذا ما قلت لها، وقال (قصي) لها |
| Uday, Kusay ve Kusay'ın oğlu Mustafa. - Hayır. - İki üç gün. | Open Subtitles | -قصي) و (عدي) وإبن (قصي) (مصطفى) ) |
| Uday ve Kusay'ın başına da para konmuş. | Open Subtitles | هناك مكافأة على رأس (قصي) و (عدي) أيضا |
| Uday, Kusay ve küçük Mustafa öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قتل (قصي) و (عدي) و (مصطفى) الصغير |
| Kardeşin Kusay'a iyi bak. | Open Subtitles | أعتني بأخيك, يا (قصي) |
| Şimdi şunu izle, Kusay. | Open Subtitles | والآن , شاهد هذا يا (قصي) |