| endişeli ve yorgun görünüyordu. Sorunun ne olduğunu sordum ama söylemedi. | Open Subtitles | بدأ يأتي للتصوير قلقاً ومُتعباً، وسألتُه عن الخطب، لكنّه رفض القول. |
| endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. | Open Subtitles | كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف |
| Bu çatışmada öleceğinden endişelendim. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً للغاية إن كنت قتلت في ذلك القتال, لن احصل انا على شئ |
| Etkilendiğim biriyle aynı ofisi paylaşmaktan endişe duyuyordum, ama asıl sorun rahatsız edici iş alışkanlıkları olan biriyle bir ofise tıkılmak. | Open Subtitles | لقد كنت قلقاً بخصوص مشاركة مكتب مع شخص منجذب إليه لكن المشكلة أن تكون متورط مع شخص في عادات العمل المزعجة |
| Seni çok merak etmiş. Ayrıca kafası karışmış ve üzülmüş. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً جداً عليكِ ، ناهيكِ عن التوتر والالم |
| -Özür dilerim, Parti vereceğiz diyince endişelenmiştim, ama görüyorum ki gerçekten cenaze töreniymiş. | Open Subtitles | أعتذاري كنت قلقاً لديكِ حفلة لكن أنا أرى الأن أنت حقاً لديك قوة |
| Yönetim kurulu onaylarsa olacak Bailey. Yine de ben endişelenmiyorum. | Open Subtitles | وسيبقى الأمرُ وقفاً على موافقةِ الهيئة، رغم ّأنّني لستُ قلقاً |
| -Elizabeth'in içeri girmesinden endişelenmiyor musun? | Open Subtitles | الست قلقاً من أن تأتي إليزابيث إليزابيث ؟ |
| Üç yıl önce merkezi olmayan bir ağ inşa etmeye başladım çünkü internetimizin geleceği için endişeleniyordum. | TED | بدأت منذ ثلاثة أعوام، بالعمل على بناء شبكةٍ عنكبوتيةٍ قائمة على مفهوم اللامركزية ﻷنني كنت قلقاً على مستقبل الإنترنت. |
| endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. | Open Subtitles | كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف |
| Daha çok endişeli görünüyorlar. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هم أكثر قلقاً عليك من أي شئ آخر |
| Evet, zaten o da pek endişeli durmuyordu. Sadece antibiyotik verdi. | Open Subtitles | أجل، فهو لم يبدُ قلقاً فكل ما وصفه لك هو، المضاد الحيوي |
| Doğal olarak endişelendim ve aileme söyledim. | Open Subtitles | و بطبيعة الحال , كنتُ قلقاً للغاية لذا أخبرتُ والديّ |
| İyileşeceğini söylediler ama o kadar endişelendim ki evlât. | Open Subtitles | أخبروني أنّك ستكون بخير، لكنّي كنت قلقاً يا بنيّ. |
| Belki kötü bir şey olmuştur diye hiç mi endişe etmiyorsun? | Open Subtitles | انظر, ألست حتى قلقاً قليلاً بأن شيء ما قد حصل له؟ |
| Çok merak ettiysen oraya gidip iyi mi diye bakabiliriz. | Open Subtitles | إن كنتَ قلقاً عليها، يمكننا الذهاب إلى منزلها للاطمئنان عليها |
| Başta senin için endişelenmiştim. | Open Subtitles | أفضل مما كنت تتوقع كنت قلقاً عليك فى البداية |
| Bilmemi istemişler... endişeleneceğimi sanmışlar. Ama endişelenmiyorum! | Open Subtitles | أرادوني أن أعرف وحسب ظنوا أنني قد أقلق لكنني لست قلقاً |
| Senin kaç yaşında olduğunu öğrenecek de rezil olacaksın diye biraz olsun endişelenmiyor musun? | Open Subtitles | ألست قلقاً من ان تكتشف كم عمرك الحقيقى ؟ و ستبدو سخيفاً ؟ |
| Bir sonraki çocuk için aynı olmayacağımdan endişeleniyordum. | Open Subtitles | كنت قلقاً من أنني لم أكن شجاعاً كفاية من أن الأمر لن يتكرَر في المرة التالية |
| Açıkçası çok endişeliydim ama bu özgür ruh olayını sevmeye başladım. | Open Subtitles | يجب أن أقول أني كنت قلقاً لكني بدأت بحب شخصيتي الاستقلالية |
| Komiser Stottlemeyer benim için endişeleniyordu ve bana göz kulak olması için bir hemşire tuttu. | Open Subtitles | كان الكبتن ستوتلماير قلقاً بشأني وقد إستأجر ممرضة للإعتناء بي |
| Hizmetime ihtiyaç duyacak kadar endişelendin ve şimdi sana endişelerinin haklı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | كنت قلقاً بما يكفي للجوء لخدماتي أقول لك أن مخاوفك مبررة |
| Chao yine de endişeliydi ve önce adamlarından birine ateş ettirdi. | Open Subtitles | وكان تشاو لا يزال قلقاً وكَانَ عِنْدَهُ أحد رجالِه يصابون أولاً |
| Bir bilim insanı ve bir baba olarak çocuklarımıza ve benim beş torunum gibi torunlarımıza arkamızda ne bırakacağımız konusunda çok endişeliyim. | TED | كعالم وأب أصبحت قلقاً جداً حيال ما نتركه خلفنا لأبنائنا وأحفادي الخمسة |
| Ayrılmadan önce kendimi zor bir duruma sokmuştum ve karşılığının nasıl olacağından korktum. | Open Subtitles | وضعت نفسي بموقف سيء قبل أن أغادر وقد كنت قلقاً كيف ستكون التداعيات |
| endişeleniyorsan söyleyeyim suçu üzerine yıkmak için tam adamını buldum: | Open Subtitles | إذا كُنت قلقاً لقد وجدت الرجل المُناسب لتلفيق التُهمة له |