| Bolca yemek getiren Güçlü ve cesur bir kocamın olması çok iyi. | Open Subtitles | من أحيد أن أحظي بزوج جيد و قوي و يحضر الكثير من الطعام |
| Uzun boylu ve Güçlü ve kalbini yumuşatan bir gülüşü var. | Open Subtitles | ... إنه طويل و قوي و لديه إبتسامة ستفطر قلبيكما ... |
| Güçlü ve zeki olan genç bir erkek yaşama dair merak dolu bir erkek hatalarından ders almaktan korkmayan bir erkek. | Open Subtitles | ولد صغير قوي و جميل ولد يشعر بالفضول نحو الحياة ولد غير خائف من التعلم من اخطائة |
| Pezevenk çok Güçlü ve hızlıydı. Aklında da kesin bir planı vardı. | Open Subtitles | ذلك اللعين كان قوي و ذكي وبالتأكيد كان يخطط للهروب منا |
| Güçlü ve bağımsız olduğumu kanıtlamalıyım. Tek başıma yapamam. | Open Subtitles | أُريدُ إثْبات بِأَنِّي قوي و المستقل وأنا لا أَستطيعُ أعْمَلُ ذلك لوحده. |
| Şu ana kadar, senin inanılmaz Güçlü ve elektrik çarpmadığını öğrendim. | Open Subtitles | حتى الأن و أنا أجدك قوي و مقاوم لصدمات الكهرباء |
| Sol ayağından kurşunlanmış. Nabzı Güçlü ve sorunsuz. | Open Subtitles | عاهة في القدم اليسرى نتيجة طلق ناري النبض الدوني قوي و دوني |
| Yaraları belirgindi ama Güçlü ve tatlı bir ses tonuyla anlaşılır bir şekilde konuştu. | Open Subtitles | جروحها ضاهرة للعيان و لكنها تحدثت بوضوح بصوت قوي و جميل |
| Tricia ve ben Güçlü ve sevecen evlilikle kutsandık ama güçlü evlilikler bile zorluklarla karşılaşır. | Open Subtitles | تريشا و أنا تم إنعامنا بزواج قوي و محب، لكن حتى الزاوج القوي يواجه التحديات. |
| Bu işin pis yanlarına sebep olmadan, demokrasi hakkında gerekenleri söyleyen Güçlü ve kalıcı bir lider işimize daha çok gelir. | Open Subtitles | يمكننا إستغلال قائد علماني جيد و قوي, و الذي يمكنه جذب كل الإنتباه الملائم, عن الديموقراطية بلا إحداث أي نوع من الفوضى |
| Takımdaki herkesten daha sert, daha Güçlü ve daha erkeksi olmalıyım çünkü üstümde biraz da olsa "eş cinsel" kokusu alırlarsa artık takım arkadaşları olmam. | Open Subtitles | يجب أن أكون قاسي و قوي و أكثر رجوله من جميع أعضاء الفريق لأنه لو شعروا ولو قليلاً بأنني مثلي |
| Daha Güçlü ve temiz bir toplum için aynı fikirleri paylaşan erkek ve kadınlardan oluşan bir topluluktur. | Open Subtitles | عائلة جيدة من الرجال والنساء يتشاركون نفس الفكرة من اجل مجتمع قوي و نقي |
| Rene Mouton büyücü Güçlü ve sevilen bir rahipti. | Open Subtitles | كان رينيه موتان هونجان قسيس قوي و محبوب |
| Belki de erkek sergilediği taşla, ne kadar Güçlü ve becerikli olduğunu ve dişinin yavrusu için en iyi baba olacağını göstermeye çalışıyordur. | Open Subtitles | ربما كل ذكر يحاول أن يظهر كم هو قوي و ذكي... و نتيجة لذلك سيكون هو أفضل أب يمكن للأنثي أن تحظي به من أجل صغيرها. |
| Çok gizemli ve güçlü bir alet olduğunu... - ve? | Open Subtitles | ...انه جهاز قوي و غامض للغايه |
| Aşkımız Çok güçlü. Sen de aynısını hissediyorsun. | Open Subtitles | إن حبنا قوي و أنت تشعر بنفس الشيء. |
| Varlığının doğasını tam olarak bilmiyoruz. Sadece Çok güçlü olduğunu ve niyetinin kötü olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | "لا نحيط علماً بماهية هذا الكيان و لكن ما لدينا عنْه أنّه قوي و خبيث." |
| Çok Güçlü ve etkili bir sıvı morfin solüsyonu var. | Open Subtitles | هناك سائل "مورفين" قوي و فعَّال |