| Gömme dolabın içinde saklanıyorduk, o da bizi bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كنا نختبيء في الخزانة و هي كانت تحاول أن تجدنا |
| Gördünüz, ruhumu ele geçirmeye çalışıyordu. Ben de onu yakalayıp dilini kopardım. | Open Subtitles | كانت تحاول إلقاء تعويذة الروح التائهة عليّ لذا صفعتها و اقتلعت لسانها |
| o sadece kişiliğiyle eşleşen yüzü sağlamaya çalışıyordu. | TED | كانت تحاول تحقيق وجه يتماشى مع شخصيتها. |
| - Son olayın olacağı yeri biliyordu. Onu yazmaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت تعرف إحداثيات الحدث التالي و كانت تحاول ان تكتبها |
| Korkma. Sana öldüğümü söylediğini biliyorum. Sadece beni korumaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تخف، أعرف بأنها أخبرتك بأني مت، كانت تحاول حمايتي |
| Hayır, sadece Heather'ın bir şeyler anlatmaya çalıştığını sanıyorum. | Open Subtitles | لا, أننى فقط أعتقد أن هيثر كانت تحاول أخبارى بشئ |
| O kız hak etti anne. Babasının parasını çalmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد استحقت ذلك، يا أمي كانت تحاول سرقة نقود والدها |
| Sanırım bana açlıktan öleceğimi anlatmaya çalışıyordu. | TED | واعتقد انها كانت تحاول ان تشرح لي انني سوف اموت من الجوع |
| Ama o kadın, insan hayatında hiçbir deneyimi olmayan bir makineyle hayatına anlam katmaya çalışıyordu. | TED | و لكن تلك المرأة كانت تحاول فهم حياتها مع آلة بدون تجربة في دورة الحياة الإنسانية. |
| Rahat hissetmediğim apaçık ortadaydı ama annem beni rahat ettirmeye çalışıyordu. | TED | من الواضح أنني لم أكن أشعر بالراحة لكن أمي كانت تحاول أن تجعلني أشعر بالراحة |
| Belki de çığlık atmaya başladığında, bir şey söylemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تحاول أن تقول شيئاً . عندما صرخت |
| Haftalardır bir yarışmaya katılmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هيا كانت تحاول الحصول على هذا منذ أسابيع |
| Büyük balığın küçük balığı yuttuğu bir dünyada... ayakta kalmaya çalışıyordu sadece. | Open Subtitles | كانت تحاول أن تتكسب لتعيش... في عالم يأكل السمك الكبير السمك الصغير. |
| Genç kız, ailesinin öldürüldüğünü duymasından sonra kaçmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | البنت شابة . .. كانت تحاول الهروب بعد سماع أن عائلتها قتلت |
| Hayatımda yaşadığım en sarsıcı şeydi ama kız bütün meseleyi ezilen bacağı yapmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت أكثر لحظة مؤلمة في حياتي وهي كانت تحاول جعل الأمر يتحوّل إلي قدمها |
| Yağmur başladığında tutunmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول استعادة وعيها و حينها بدأ المطر بالهطول |
| Rachel, bana Doug'ın tek kurbanı olmadığını anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | راشل كانت تحاول اخباري أنها ليست ضحيته الوحيدة. |
| Ağaçların dalları beni yakalamaya çalıştı. | Open Subtitles | أغصان الأشجار في البرية كانت تحاول تقييدي |
| Bize anlatmaya çalıştı, fakat sen onu dışarı attın. | Open Subtitles | كانت تحاول قول هذا و لكنكِ رمَيتها للخارج |
| Ama şuraya çıktılar ve Hindistan onları takip etmeye çalışıyor. | TED | لكنهم تقدموا إلى هنا ، و الهند كانت تحاول أن تتعقبهم. |
| Dünyayı daha güzel bir mekân yapmaya çalıştığını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتها كانت تحاول تغيير العالم للأفضل فحسب |
| Karşıya geçmeye çalışıyormuş. Bir bira arabası çarpmış. | Open Subtitles | كانت تحاول عبور الشارع و دهست من قبل عربة بيرة |
| - Son olayın koordinatlarını biliyordu. Onları da yazmaya çalışmış. | Open Subtitles | كانت تعرف إحداثيات الحدث التالي و كانت تحاول ان تكتبها |
| Kabuğuna saklanmaya çalıştığı için biraz uzun sürdü ama şu gülümseyişe bakın. | Open Subtitles | لقد أستغرق وقتا لأنها كانت تحاول الأختباءفيقوقعتهاطوالالوقت, لكن أنظروا لتلك الأبتسامة الأن. |
| Mike öldürüldüğünde, korkuyu bir silah olarak kullanmaya çalışan güçleri hatırlıyorum. | TED | عندما قتل مايك، أتذكر السلطات التي كانت تحاول استخدام الخوف كسلاح. |