Resim yaparken dansetmem gerekiyordu. | TED | وبالنسبة لي، كان لابد أن أرقص لأجل أن أرسم. |
Nasıl yaşayacağımı bulmam gerekiyordu. Bir iş buldum. | Open Subtitles | كان لابد أن أفهم كيف أعيش وجدت عملا جيدا |
Hasta olan herkesin aynı anda etkilenmesi gerekiyordu, ama hiçbirşeyin gelişme zamanı bu kadar hızlı olamaz. | Open Subtitles | كلّ شخص كان لابد أن يتعرض للمرض في نفس الوقت لكن لا شيء هذة حالة صغيرة |
araştırmadan herşeyi bıraktı,ben yardım için mecburen Karan'a sormak zorundaydım. | Open Subtitles | يسار بدون بديل كان لابد أن أطلب مساعدة كارن |
Mutlaka olması gerekirdi çünkü ne zaman bir araya gelsek mutlaka bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | كان لابد أن يحدث لأنه أينما التقينا شيء ما دائما يحدث |
Telsizin yanında değildi ve bizim çabuk hareket etmemiz gerekti. | Open Subtitles | أنت أغلقت اللاسلكي . و كان لابد أن نتصرف بسرعة |
Gecikmenin sebebinin, bitki çayı olmadığını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كان لابد أن أخمن أن تأخيرك لم يكن بسبب شاي الأعشاب. |
Birşey söylemeliydim, biri olmalıydım. | Open Subtitles | كان لابد أن أقول شيء ما، أن أكون شخص ما. |
Sol göğsü altında kalan son cam parçasını çıkarmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان لابد أن أزيل جزء زجاجي واحد أخير من صدره الأيسر |
Eva o kadar güçle dışarıda fark edilmeye mahkûmdu. | Open Subtitles | ... مع مثل هذه القوة (كان لابد أن يلاحظ العالم (إيفا |
Savaş başlığının teslimatıyla ilgili düzenlemeler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد أن أقوم بالترتيب لاستلام الصاروخ |
İnkâr edilebilmesi için bu operasyonun kayıtlarda bulunmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد أن تبقى هذه العملية غير رسمية حتى يمكن أن ننكرها. |
Öldürülen kız zekiydi, güzeldi ve iyi bir aileden geliyordu... bunun için birinin ölmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | الفتاة التي قُتلت كان ذكية و جميلة كما انها كانت من عائلة مرموقة كان لابد أن يموت شخص من اجل هذا |
Onun bu hafta bir şova katılması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد أن آخذه للعرض في المدرسة هذا الأسبوع |
Benim çaylak olmamam gerekiyordu. Benim senin mesleğine sahip olmam lazımdı. | Open Subtitles | لست من المفترض أن أكون سجيناً جديداً كان لابد أن أحصل على عملك |
Gönderici adresi olması gerekiyordu. | Open Subtitles | هايستينجز لذا كان لابد أن يوجد عنوان مرفق |
Canlı meşale gösterinden sonra gelmek zorundaydım. | Open Subtitles | بعد عرضك المبهر ؟ برّبك , كان لابد أن آتي |
Ben de gelmek zorundaydım, çünkü ondan uzak kalamıyorum. | Open Subtitles | تعرفي، كان لابد أن أتبعها أنا فقط لا أستطيع تحمل هذا البعد عنه |
Evet, sonunda beni bulacaklarına inanmak zorundaydım. | Open Subtitles | نعم , كان لابد أن أفترض بأنهم سيجدونني في نهاية المطاف |
Yağmalanmayı engellememize yardım etmeniz için burda olmanız gerekirdi. | Open Subtitles | كان لابد أن تكون هنا لتنقذنا من هذا النهب |
Ve sen bunu bana söylediğin için, onun artık gitmesi gerekti. | Open Subtitles | وبما أنك كنت لطيفاً بما فيه الكفاية لتبيّن لي، كان لابد أن تذهب |
Bir konservatuvarda olmalıydık senin üzerinde beyaz bir cüppe, elinde de kırmızı bir gül olmalıydı ve uzakta keman sesi duyulurken ben sana bir palmiyenin arkasında aşkımı ilân etmeliydim. | Open Subtitles | كان لابد أن يكون فى مسرح ترتدين فستان أبيض .... وتمسكين وردة حمراء فى يدكِ |
Oğlumun bana ait olduğundan emin olmalıydım. | Open Subtitles | كان لابد أن أتأكد أن إبنى مازال ينتمى إلينا |
Bu benim üniformam. Kilo verince baştan dikmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | هذا الزى الخاص بى كان لابد أن أعدلة عندما فقدت بعض الوزن |
Eva o kadar güçle dışarıda fark edilmeye mahkûmdu. | Open Subtitles | ... مع مثل هذه القوة (كان لابد أن يلاحظ العالم (إيفا |
Kızın çenesini kapatman lazımdı ve onu için gerekli paran vardı. | Open Subtitles | لذا كان لابد أن تسكيتها، وكان لديك المال لفعل ذلك. |