| bir bilim insanı olarak, her zaman bu yansımayı ölçmek istedim; ötekini anlamaya dair olan bu anı, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen hissiyatı. | TED | كعالم, لطالما أردت قياس هذا الصدى, هذا الإدراك للآخر الذي يحدث سريعا جدا, في غمضة عين. |
| İş arayan bir bilim insanı olarak son teknoloji bir araştırma yapmak... yani daha iyisi olamazdı. | TED | اقصد بحقكم كعالم يبحث عن عمل، فالقيام ببحث عصري، لا يمكنك القيام بأفضل من ذلك. |
| bir bilim adamı ve mühendis olarak, yıllarca verimlilik üzerine odaklandım. | TED | كعالم ومهندس، ركزت على الفعالية لسنوات عديدة. |
| Ebeveyn adayları olarak siz ve bilim adamı olarak ben, bu yola birlikte çıkmaya karar verseydik? | TED | لكن ماذا لو قمتم أنتم كآباء أو أمهات في المستقبل وأنا معكم كعالم في اتخاذ القرار للمضي قدماً في اتباع هذا المنهج؟ |
| Daha önce belirttiğim gibi, sosyal bilimci olarak bu benim için harika bir şey. | TED | الآن, كما قلت, كعالم اجتماعي, هذا رائع. |
| Teknolojik sorunlardan kaynaklanacağını ve birbirine bağlı bir dünya olarak hareket etmezsek bunu çözme şansımızın olmadığını söylüyorsun. | TED | بل أنها سوف تنشأ في المسائل التكنولوجية وليس لدينا فرصةٌ لحلها مالم نتصرف كعالم مترابط |
| bir bilim insanı ve bir baba olarak çocuklarımıza ve benim beş torunum gibi torunlarımıza arkamızda ne bırakacağımız konusunda çok endişeliyim. | TED | كعالم وأب أصبحت قلقاً جداً حيال ما نتركه خلفنا لأبنائنا وأحفادي الخمسة |
| Bu -- Bilirsiniz, Ben birşeyler hakkında bu yolla düşünmek için doğmuşum ve her zaman kucuk bir bilim adami gibi oldum. | TED | ولدت وأنا أفكر في الأشياء على هذا النحو، وكنت دائما ابدو كعالم صغير شاب. |
| Önde gelen bir bilim insanı ve eğitmen olarak otoritesi zamanındaki birçok genç doktorunu etkiledi. | TED | كعالم بارز ومحاضر، منحته تلك المكانة القدرة على التأثير على العديد من أطباء عصره. |
| bir bilim insanı olarak farklı disiplinleri bir araya getiren bu soruları sorabilme gücünüzün olması gerçekten başlı başına bir değişim. | TED | القدرة على أن تسأل تلك الأسئلة، كعالم -- أسئلة تربط في الواقع بين مختلف التخصصات -- في الحقيقة تغيير جذري كلياً. |
| bir bilim adamı ve simyacı olarak, madenlerin dönüştürüldüğünü bilirim. | Open Subtitles | كعالم وكيميائى , أعلم أن المواد ... يمكن أن تتحول |
| Ben insan aklını onlardan kat kat fazlasıyla anlamıştım, böylece becerilerimi bir bilim adamı olarak korumama izin verdiler... çünkü bunlara ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | فهمت أن عقل الإنسان أفضل منهم بكثير، سمحوني أنا احفظ مهاراتي كعالم لأن احتاجوها |
| Ben insan aklını onlardan kat kat fazlasıyla anlamıştım, böylece becerilerimi bir bilim adamı olarak korumama izin verdiler... çünkü bunlara ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | فهمت أن عقل الإنسان أفضل منهم بكثير، سمحوني أنا احفظ مهاراتي كعالم لأن احتاجوها |
| Ajan Scully, Gizli Dosyalar'a, bir bilim insanı olarak atandı arılardan biri onu soktu ve virüsten etkilendi. | Open Subtitles | الوكيل سكولي خصّص إلى الملفات المجهولة كعالم. لسع بأحد هذه النحل وأصيب بهذا الفيروس. |
| bir bilim adamı olarak benim ilgilendiğim şey, Amerika'daki okullarda ya da herhangi bir yerdeki okullarda eğitilen çocuklara gerçek bulguların doğru olarak anlatılması ve neye inanacaklarına çocukların karar vermesi. | Open Subtitles | المحور الذي يهمني كعالم.. هو أن يشاهد الأطفال في المدارس الأميركية.. وفي المدارس في الأماكن أخرى.. |
| Yani, benim için belki de en önemli soru, hem bilim adamı olarak, hem de insan olarak, kurgu ile gerçeklik arasındaki farkın nasıl anlatılacağıdır, çünkü gerçeklik orada. | TED | أقصد، بالنسبة لي، ربما السؤال الأهم، سواءً كعالم وكشخص، هو كيف تحكي الفرق بين الخيال والحقيقة، لأن الحقيقة هناك. |
| Heyecan verici, ama bir bilimci olarak heyecanınızı yatıştırmalısınız ve bunun henüz kanıtlanmamış olduğunun farkına varmalısınız. | Open Subtitles | إنه أمر مثير ولكن عليك أن تخفض من هذه الإثارة كعالم وأن تدرك أنك لم تثبت شيء حتى الآن |
| Ama bir toplum bilimci olarak bu suçluluk hissinin bizim davranışımızı değiştirebileceğinin farkında. | Open Subtitles | ولكن كعالم نفس اجتماعي، أنه يعرف أن الشعور بالذنب هو شعور الذي يُمكن أَن يغيّر سلوكنا بشكل كبير. |
| Bir sosyal bilimci olarak bu, hayalini kurduğum en muazzam şey. Şu anda, bütün bu kelimelerin kayboluşuna şahit oluyorum. | TED | حسناّ, كعالم اجتماعي, هذا هو الشيء الأكثر اذهالاً لا احلم به من قبل حتى. اآن, أستطيع أن انظر إلى كل هذه الكلمات التي كانت, لألفية, تختفي. |
| Avrupalılar geldiğinde her iki Amerika kıtası da tek bir Yeni dünya olarak görülüyordu. | Open Subtitles | ، و عندما وصل الأوروبيون تم النظر لكلا الأمريكتين كعالم واحد جديد |
| Yani dünya olarak yarattığımız şey bir ölüm kalım krizi hâline geldi. | TED | وذلك ما انشئنا كعالم اصبحت مشكلة حياة او موت . |