"لأجده" - Translation from Arabic to Turkish

• bulmam
• bulmama
• bulacağım
• bulmak için
• bulayım
• bulmalıyım
• bulursanız tabi

Benim bulmam için yerleştirdiğin baltayı bulan bendim.
إننى من وجدت الفأس ، تماماً حيث زرعته لى لأجده

Orada kaybettiğim bir şeyi bulmama yardım edeceksin.
وستساعدني لأجده جيد لنذهب أنت و أنا (رون)

Gidip onu bulacağım.
كان خطأ ان احضر شريك هنا سأخرج لأجده

Senin için orada olan birini, kaderinizde beraber olmanız yazan kişiyi, ve onu bulmak için buradayım.
هنالك شخص مِنْ نصيبك شخص مقدّر لتكوني معه وأنا هنا لأجده

Pekala, iyisi mi gidip bulayım.
حسناً , سأذهب لأجده

Gidip onu bulmalıyım. Öğrenmezsem yaşayamam!
عليّ أن أذهب لأجده لن أستطيع الحياة دون أن أعرف

Bir Musevi'ye aşık oldum ve onu bulmam 20 yılımı aldı.
أنا واقعه بحب شخص يهودي استغرقني الأمر عشرون عاماً لأجده

Yüzbaşı Lawrence, süvarileri bulmam için beni yolladı.
أنت الخيال الذي أرسلني الكابتن لورنس لأجده

-Yoksa bulmam saatler sürerdi.
ولو طلبته مني حينها لإستغرقت ساعات لأجده

- Lütfen, sadece onu bulmama yardım et.
من فضلك ساعدينى لأجده فحسب

Onu yakalamanın başka bir yolunu bulacağım,
حسنا، حينها علي أن أجد طريقة لأجده

Onu, ben bulacağım demek oluyor yani.
-أي أنّه لا يزال ملكي لأجده" "

Yani onu bulmak için 100 yıl mı bekleyeceğim?
تعنين أن عليّ أن أنتظر 100 عام لأجده ؟

- Onu bulmak için bana ihtiyacın yok.
لا تحتاجني لأجده.

Slade işin içindeyse her şey mümkün. Ve onu bulmak için yardımına ihtiyacım var.
كلّ شيء ممكن طالما يتعلّق بـ (سلايد)، وأحتاج مساعدتك لأجده.

Yardım edin, kızı bulmadan ben herifi bulayım.
ساعديني لأجده قبل أن يجدها

O halde tapınağa gidip kendim bulayım.
إذن سأذهب الى المعبد لأجده

Onu bulmalıyım.
سوف أذهب لأجده.

- Gidip onu bulmalıyım.
أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ لأجده