| Ve olmalı da. kardeşine para verip susturmamı söyledi ama ben yapmadım. | Open Subtitles | وله الحق في ذلك، لقد أخبرني أن أدفع لأخيه نصيبه، ولكنّني لم أفعل |
| Çünkü en büyük dizinin ana televizyon yıldızı küçük kardeşine hala kahvaltı hazırlamak istiyorsa şaşıracağım. | Open Subtitles | لأنني سأكون مصدوم أن نجم مسلسل تلفزي عظيم ما زال يريد تحضير الفطور لأخيه الصغير |
| Evet, Böylelikle büyük kardeşi için, güzel bir karşılama hazırlayabilir. Hah-hah | Open Subtitles | نعم, لكي يقوم بإستقبال لطيف لأخيه الكبير |
| Bir insanın kardeşi için yapacağı en tuhaf şey bu. | Open Subtitles | هذا أغرب شيء قد يفعله أحد لأخيه على الاطلاق |
| Kardeşinin intikamını almak çocuğun hakkıdır ama intikamımı almak benim de hakkım. | Open Subtitles | إنه الفتى الذي لديه الحق للثآر لأخيه وهذا حقي للثآر لنفسي |
| Kardeşinin söylediğine göre, Eugene oldukça zeki biriymiş. | Open Subtitles | هل هذا يحدث أيضا؟ بالنسبة لأخيه يوجين كان ذكيا جدا |
| Eğer ölürse ve cesedi ondan nefret eden ve korkan ağabeyine teslim edilirse, 400 bin. | Open Subtitles | إذا مات وسلمت جثته لأخيه الذي يكرهه ويخشاه فـ 400 ألف دوكات |
| Şu an ondan güvenle alıp kardeşine verebilecek kadar sağlam kemik iliği kalmadı. | Open Subtitles | ليس لديه ما يكفي لنقله بأمان منه و إعطائه لأخيه |
| - Samuel kardeşine ulaşmaya çalışacaktır | Open Subtitles | أعني 20 على جوشوا سام سيحاول الوصول لأخيه |
| Ve kardeşine duyduğu sevgiden dolayı Bay Brand burada, Okmulgee'de kalıp çocuk beyzbol takımı koçu olarak onun yerine geçmeyi teklif etti. | Open Subtitles | نظراً لحبه لأخيه فقد عرض السيد براند البقاء هنا فى أوكموجي واتخاذ مكان شقيقه كمدرب لفريق البيسبول للأطفال |
| Dengesiz olabilir ama kardeşine olan bağlılığını hafife alma. | Open Subtitles | قد يكون غير منتظم لكن لا تستخف بولائه لأخيه |
| Moon'a parayı kardeşine yollayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد وعدت مون ان ان ترسل ماله لأخيه |
| İnsan kardeşine bir merhaba diyemez mi? | Open Subtitles | الا يستطيع الرجل أن يمر... ويقول مرحبا لأخيه الصغير؟ |
| kardeşi başarıya ulaşsaydı aileler bizi güçten düşürürdü. | Open Subtitles | لو تحينت لأخيه الفرصة لكي يتعلي العرش، كانت العائلات لتعتبرنا ضعفاء خانعين. |
| İçerdeler, çünkü kardeşi için ilaç almaya çalışıyordu. | Open Subtitles | إنّهم هُناك لأنّه كان يُحاول جلب دواء لأخيه. |
| Adamın kardeşi de arabadaymış. | Open Subtitles | الرجل عشرة ي لأخيه في السيارة. ؟ |
| 6 ay önce o evi kardeşi Jeffrey'ye satmıştı. | Open Subtitles | قبل ستة اشهر بائع ذلك البيت لأخيه جيفري |
| Büyük romanı "Karamazov Kardeşler"'de Dostoevsky Ivan'a şöyle der, naif ve dindar küçük erkek kardeşi Alyosha'ya hitaben; "Çocukların çektiği acıların tamamı toplansa ve gerçeği satın alacak bir bedel olarak belirlense ben peşinen gerçekliğin tamamının beş para etmediğini söylüyorum. | TED | في روايته العظيمة "الإخوة كارامازوف" يكتب دوستويفسكي هذه الكلمات على لسان إيفان, موجهة لأخيه الأصغر الساذج المتدين أليوشا: "لو أن معاناة الأطفال جُمعت فساوت مجموع المعاناة اللازمة لشراء الحقيقة, فأنا أقول لك مقدماً أن الحقيقة بأكملها لا تستحق مثل هذا الثمن. |
| Sadece Kardeşinin yanında oldu diye hapishaneye gitmeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يستحق الدخول للسجن لمجرد دعمه لأخيه |
| Bu Kardeşinin öcünü almak isteyen iyi adam. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الصالح الذي ثأر لأخيه. |
| Ölmüş olan Kardeşinin eşi Bayan Vera Ackroyd ve kızı Flora'yla birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | و هو يعيش هناك مع الزوجة السابقة "لأخيه الراحل السيدة "فيرا آكرويد "و إبنتها "فلورا |
| Son iki senedir ağabeyine bedenini sunduğunu ona neden söylemedin? | Open Subtitles | ..لما لم تخبريه أنك كنت تقدمين خدمات لأخيه خلال السنتان الماضية |