| Ve şehirden ayrılmam gerekti çünkü her şey bana seni hatırlatıyordu. | Open Subtitles | وكان علي أن أغادر المدينة لأن كل شيء كان يذكرني بك |
| Yakından bak, çünkü her şey orada. Böö! Ee, ne kadar ücret alıyorsunuz? | Open Subtitles | أمعن النظر, لأن كل شيء هنا إذا, كم من المال تريد أن تتقاضى؟ |
| çünkü tüm istediğim onun nasıl biri olduğunu görmek ve sonra gitmekti. | Open Subtitles | لأن كل ما قصدت أن ارى اي نوع من الأشخاص هو والمغادرة |
| İşin doğrusu, koklear implant olmadan da piyano çalabilirsiniz. Çünkü tek yapmanız gereken doğru zamanda doğru tuşa basmak. | TED | في الحقيقة يمكنك أن تعزف على البيانو من دون زرع القوقعة، لأن كل ما عليك فعله هو الضغط على المفاتيح في الوقت المناسب. |
| Kimse sana, ejderhayı öldüremeyecek kadar küçük olduğunu söylemez çünkü hepsi kitabın içindedir. | Open Subtitles | لن يقول لكى أحد أنك صغيرة لتقتلى التنين لأن كل هذا يحدث هنا وأنتى فى أمان |
| Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. | TED | لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور. |
| Eğer yemek pişirebilirseniz size hiç bir şey olmaz Çünkü ne bulursanız, onu bir şekilde dönüştürmeyi deneyeceksiniz. | TED | لأنه ان استطعت الطبخ .. فلا خطر سيعتريك لأن كل شيء تصادفه في ترحالك يمكنك ان تحوله لشيء يؤكل |
| Eve gitmek istemiyorum, çünkü her şey bana, onu hatırlatıyor. | Open Subtitles | والآن لا أريد العودة للمنزل لأن كل شيء يذكرني بها |
| çünkü her Noel son kez bir araya geliyor olabilirler. | Open Subtitles | لأن كل مرة يفعلون ذلك قد تكون آخر مرة لهم |
| Faka bu yağ damlacıkları bugünkü anlamıyla gerçek anlamda canlı değillerdi. çünkü her biri tesadüfi birer kimyasal formüldü. | TED | ولكن تلك القطرات من النفط لم تكن حيةً، كما نقول الآن، لأن كل قطرةٍ منها كانت خليطاً عشوائياً من المواد الكيميائية. |
| Neler olabileceğini hayal edin, çünkü her bölgenin bir katkısı olacaktır. | TED | وتصور مايمكن أن يحدث، لأن كل منطقة لديها شيء تقدمه. |
| Sanal ağda biz buna samanlıkta iğne aramak diyoruz çünkü her şey birbirine çok benziyor. | TED | وهذا ما نسميه في السيبرانية بالبحث عن إبرة في كومة من الإبر، لأن كل شيء فيها متشابه لحد كبير. |
| Yani o zaman varlığımız garanti altında olacak, çünkü her olası şey o gerçeklikte mevcuttur fakat seçimlerimiz anlamsız olacaktır. | TED | إذًا كان وجودنا مضمون، لأن كل شيء ممكن موجود في ذلك الواقع، لكن خياراتنا لن يكون لها معنى. |
| çünkü tüm bu bağırışma ve bir şeyler fırlatmamız, bozukluğumuzun bir parçası. | Open Subtitles | لأن كل هذا الشِجَار ورمي الأشيَاء .هو جُزء من الخَلل الذي فينَا |
| Ama belki de tüm bu dramı sen yapıyorsundur çünkü tüm bu delilik hissetmekten hoşlanmayacağın duyguları hissetmeni engelliyor. | Open Subtitles | لكن ربما أنتِ تحبين الدراما لأن كل الأمور الجنونية تشتتك من الخوض في المشاعر التي لا تشعرين بالارتياح لها |
| Çünkü tek düşünebildiğim şey elindeki siğillerdi. Arayan o olabilir. | Open Subtitles | لأن كل ما فكرت به ساعتها هي تلك الثآليل التي فوق يديه |
| Çünkü tek düşünebildiğim şey elinde siğillerdi. | Open Subtitles | لأن كل ما فكرت به ساعتها هي تلك الثآليل التي فوق يديه |
| çünkü hepsi gitti ve sen "ne yazık" diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | لأن كل شيء يرحل وتفكرين " يالها من وحشية " |
| İyi, iyi çünkü hepsi onu öldürmediğimi kanıtlıyor. | Open Subtitles | جيد ، جيد لأن كل هذا يُثبتُ أني لم أقتله. |
| Kısa süre orada hiçbir oyun oynanamıyordu çünkü bütün ustalar onu izliyordu. | Open Subtitles | بعد قليل لم تكن المباراة سيئة لأن كل المقامرون الكبار جاءوا يشاهدونه |
| Çünkü ne zaman ismi geçse, ona dayanamıyormuşsun rolü yapıyorsun. | Open Subtitles | لأن كل مرة إسمه يُذكر تمثلين كأنك لاتستطيعي إيقافه |
| Bunu canı gönülden umuyorum Çünkü sadece birkaç saatin kaldı. | Open Subtitles | أتمنى هذا حقاً لأن كل ما تملكه هو بضع ساعات |
| - çünkü her Noel son Noel'dir. | Open Subtitles | لأن كل عيد ميلاد هو آخر عيد ميلاد |
| Ve bu da belki, bilirsiniz, bu grup için ilgi çekici olabilir Çünkü hepiniz gruplar hakkında konuşuyorsunuz. | TED | وهذا ربما يكون عظيماً، تعلمون، الرغبة في هذه المجموعة لأن كل ما تتحدثون عنه هو المجموعات. |
| Ama artık bunu yapmak oldukça zor olacak çünkü herkes akraba. | TED | لكن ذلك سيكون من الصعوبة عمله حالياُ لأن كل شخص ذا صلة |