| O gün ay incileri ortadan kayboldu ve nerede bulunacağı bir sır olarak kaldı. | Open Subtitles | وفي ذلك اليوم اختفى لؤلؤ القمر وظل مكان العثور عليهم سرّاً |
| Ay incileri, sizin gücünüze ihtiyacımız var. Bize yolu gösterin. | Open Subtitles | لؤلؤ القمر، نحتاج لقوتك الآن أرنا الطريق |
| Ayrıca bunlar inci. Sen bana hiçbir zaman inci kolye vermedin. | Open Subtitles | بجانب إنها لؤلؤ أنت لم تبتاع لى لؤلؤ من قبل |
| Ne kadar çok inci istediğini biliyordum ama gerçeğine param yetmedi. | Open Subtitles | وكنت أعلم كم تودين الحصول على عقد لؤلؤ وأنا لا أستطيع أن أتحمّل شراء واحد أصلي. |
| O bisikletleri indirinceye kadar cildimiz tatlısu incisi gibi parladı. | Open Subtitles | بمرور الوقت ننزل من الدراجات بشرتنا تملك بريق من لؤلؤ المياه العذبه |
| Ama tatlım, büyükannenin incilerini bir yere kilitle. | Open Subtitles | لكن, حلوتي, اقفلي على لؤلؤ جدتك. نحن لا نعرف هذه الفتاة. |
| Karımın boynuna inciler de takmak isterim. | Open Subtitles | وأريد أن أضع عقد لؤلؤ على عنق زوجتي |
| Ülkemizin binlerce yıllık, paha biçilmez elmas, inci, mücevher, tablolar, heykelleri. | Open Subtitles | ..تعود إلى بلادنا منذ آلاف السنين من ألماس ثمين , لؤلؤ , مجوهرات , لوحات وتماثيل |
| İskoç incileri. | Open Subtitles | لؤلؤ اسكتلندي |
| İskoç incileri. | Open Subtitles | لؤلؤ اسكتلندي |
| Japon incileri. | Open Subtitles | - لؤلؤ ياباني. |
| - İnci Küpeli Kız'ı izlediğimizde kızın inci küpelerini ne kadar beğendiğini söylemeni hatırladım. | Open Subtitles | يا الهي اذكر عندما رأينا فتاة ترتدي قرط لؤلؤ و انت قلت انها اقراط جميلة للغاية |
| Cüzdanına uzanıyor... ve kabzası inci kaplı bir tabanca çıkarıyor. | Open Subtitles | طلعت محفظتِها وسحبُت مسدّس بيد لؤلؤ |
| Nantucket'ın İncisi. | Open Subtitles | أنه لؤلؤ نانتوكيت |
| Tek türden bir şey bu, Tahiti incisi sınıfından! | Open Subtitles | إنه لؤلؤ تاهيتية إستثنائية! |
| Japon incisi... | Open Subtitles | - لؤلؤ ياباني. . |
| Çünkü korkunç De Noir ailesi bunca zamandır ay incilerini burada saklıyordu. Öyle değil mi? | Open Subtitles | لأن (دينوار) الفظيع كان يخفي لؤلؤ القمر هنا طوال الوقت |
| Maria, yani ay incilerini Ay Prensesi'nin kendi mi aldı demek istiyorsun? | Open Subtitles | ماريا)، هل تقولي أن أميرة القمر) بنفسها أخذت لؤلؤ القمر |
| Sana söylemiştim, bu bir cüppe. - Ve bunlar da inciler. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أنه روبا - وهذه حبات لؤلؤ - |
| Para, mücevher, inci... | Open Subtitles | مال مجوهرات لؤلؤ |