| Örneğin, ben ve Başkan Ashwan belli bir süreye kadar ortalıkta görünmezsek, adamlarım o bataryalara ateş emri verecekler. | Open Subtitles | على سبيل المثال ينبغي عليّ وعلى الرئيس اشوان أن نعود في وقت معين وإلا رجالي لديهم أوامر لإطلاق النار |
| İki el sağlam ateş için. Tek el ani ateş için. | Open Subtitles | تُستخدم اليدين لإطلاق النار المسؤول و اليد الواحدة لإطلاق النار المُنشق |
| Bazılarınız inip, Ateşe hazır olsun. | Open Subtitles | البعض منكم ينزلون هناك ليستعدوا لإطلاق النار |
| - İyi adamları vurmak gerekirse diye. - Kötü adamlar mı demek istedin? | Open Subtitles | في حال كانت هناك حاجة لإطلاق النار على رجال صالحين تقصد الأشرار ؟ |
| Bir tane Tetikçi kız arkadaş... | Open Subtitles | الصديقة السابقة التوّاقة لإطلاق النار... |
| Benim girdiğim dövüşlerde, hiç kimse beni vurmaya çalışmıyordu. | Open Subtitles | في المعارك التي خضتها لم أتعرض لإطلاق النار |
| Dikkat, motorlu tekne Zazu, motorlarınızı derhal durdurun ...yoksa gemiye ateş açılacak. | Open Subtitles | انتباه يا زازو أطفئ المحرك على الفور و الإ سنضطر لإطلاق النار |
| ateş edeceğin zaman et. Çok konuşma. | Open Subtitles | عندما تضطر لإطلاق النار , أطلق ولا تتكلم |
| Birliğim berbat bir çapraz ateş altındaydı. | Open Subtitles | فرقتى كانت محاصرة تحت تبادل شديد لإطلاق النار |
| Dünya çapında çok fazla asker ilerleme yönünde giden her şeye ateş açmaya hazır. | Open Subtitles | حول العالم يوجد الكثير من الجنود مستعدين لإطلاق النار على أى شئ يسعى نحو التقدم |
| ateş etmeyin, menzilden çıktılar. | Open Subtitles | لا داعي لإطلاق النار إنهم أبتعدوا كثيراً |
| Yine de tanıdığım kızlar gerektiğinde ateş etmeye hazırlar. | Open Subtitles | ومع ذلك، فمن أعرفهن من الفتيات على استعداد لإطلاق النار عند الضرورة |
| Yetki verildi. Ateşe hazır olun. | Open Subtitles | الموافقة على استخدام السلاح استعدو لإطلاق النار |
| Eğer bu işi beceremezsen takımı Ateşe atarsın. | Open Subtitles | دخلت في مباراة أدبية وتركت فريقك لإطلاق النار |
| Orduyla çapraz Ateşe giren üç militan öldürüldü. | Open Subtitles | قتٌّل المقاتلين الثلاثة في تبادل لإطلاق النار مع الجيش. |
| Onu kendi ellerinle vurmak için her şeyi yaptığını da unutmadım. | Open Subtitles | و لن انسى أنك كنت تستعد لإطلاق النار عليها |
| Bu mülke tekrar girersen seni vurmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | إذا أتيت لهذا المكان مرة أخرى سأضطر لإطلاق النار عليك |
| Bir tane Tetikçi kız arkadaş... | Open Subtitles | الصديقة السابقة التوّاقة لإطلاق النار... |
| Bir tane Tetikçi kız arkadaş... | Open Subtitles | الصديقة السابقة التوّاقة لإطلاق النار |
| Gelecek yaz fil vurmaya gitmek isteyecekler. | Open Subtitles | الصيف القادم سوف يذهبون لإطلاق النار بعض الأفيال |
| Dört tübü hazırlayın yüzey ateşi için. | Open Subtitles | جهز الأنابيب واحد إلى أريعة لإطلاق النار السطحى |
| Bu haçlar Nişan icin. Yukarıya ve aşağıya açıklık. | Open Subtitles | هذه أماكن لإطلاق النار ، بالأعلي وبالأسفل ، جانب لجانب |
| Uydu, bir kez belirli gökyüzü koordinatlarına kilitlendiğinde Ateşlemeye programlandıysa, o koordinatlara varışını geciktirmek yeterlidir. | Open Subtitles | إذا تمت برمجة القمر الإصطناعي لإطلاق النار بمُجرد أن تُطلق النار على إحداثيات مُعينة فمن ثم نحتاج إلى تأجيل وصوله فحسب |
| - Sence bu silah ateşlenmeye hazır mı? - Evet, komutanım. | Open Subtitles | أتعتقد بأن السلاح جاهز لإطلاق النار أيها الجندي ؟ |
| İnsanlara kurşun sıkıyor, onları öldürüyor, vuruluyor, arkadaşlarının öldürüldüğünü görüyorlar. | TED | يقومون بإطلاق النار وقتل من يشتبك معهم، ويتعرضون لإطلاق النار ويشاهدون زملائهم يقتلون. |
| Baban bir iz üstünde olduğu için vuruldu. Acaba neydi? | Open Subtitles | تعرض والدكِ لإطلاق النار لأنه كان يعمل على شيء ، لكن ماهو ؟ |
| Define için beni vurmayı istiyor musun? | Open Subtitles | هل أنتَ على إستعداد لإطلاق النار عليّ للحصول على هذا الكنز؟ |
| Yüksek travma oranları var, vuruldular, vurulmuş insanları tanıyorlar. | TED | تعرضوا لصدمات كثيرة وتعرضوا لإطلاق نار، وعرفوا أشخاصاً تعرضوا لإطلاق النار. |
| Her yük kapasitesi ve atış mesafesinden elli sekiz gemi ilerliyor. | Open Subtitles | حالياً 58 سفينة قادمة مع كل أنواع الحمولة ومدى لإطلاق النار |