| Korkarım sizin için bir şey yapamam bay Marriott. | Open Subtitles | اخشى اننى لااستطيع ان اقوم بأى شئ لك يا سيد ماريوت |
| Bazı insanlar kedi ve köpekleri bile dolduruyor, ama, uh, ben yapamam. | Open Subtitles | هناك بعض الاشخاص يفضلون تحنيط الكلاب والقطط ولكني لااستطيع فعل هذا |
| Hayır, bugün hiç görüşme yapamam. Niçin Cuma günü 02:00'de gelmiyorsunuz? | Open Subtitles | لا, لااستطيع عمل مواعيد اليوم لماذا لا تاتى يوم الجمعة فى الثانية ؟ |
| Yani kendimi kontrol edemem. Tamam, tamam, tamam. Dinle, dinle. | Open Subtitles | مااقصده , لااستطيع التحكم بنفسي حسنا ,حسنا ,حسنا , اسمع |
| Kimseye iade veremem. | Open Subtitles | لا تساوي شيئا اذا لم تحضره معك وانا لااستطيع رد الدين |
| Ben kurum falan olamam. | Open Subtitles | لااستطيع ان اكون مؤسسة انا اعمل في الضاحية |
| Kendimi kontrol güdüm o kadar fazla ki, işte bunu kontrol edemiyorum. | Open Subtitles | ولدىّ الكثير من ضبط النفس الذى لااستطيع ضبطه |
| yapamam! Kısıldım ve kolum kırıldı. | Open Subtitles | لااستطيع ، انا معلقة بذراع واحدة والاخرى مكسورة |
| Veri...veri...veri... Kil olmadan tuğla yapamam. | Open Subtitles | المعلومات ,المعلومات , لااستطيع عمل احجار بدون طين. |
| Teknik olarak bunu yapamam çavuşum. Sivil Teftiş ... | Open Subtitles | ..تقنياً لااستطيع عمل هذا ايها الرقيب انها حقوق المواطن |
| Oh,hyır. hayır, yapamam. sen yap. | Open Subtitles | اوة , لا لا انا لااستطيع ان افعل هذا. فلتفعلها انت |
| Şey, yapamam iş için NY da olacağım. | Open Subtitles | حسنا,لااستطيع,ساسافر الى نيويورك في رحلة عمل |
| Bunu yapamam. Şirket politikası. | Open Subtitles | حسنا ،انا لااستطيع ان افعل ذلك انها سياسه الشركه |
| Keşke seninle günümün her anını geçirebilsem, ama yapamam. | Open Subtitles | اتمني أن أمضي معكي كل لحظه من كل يوم ولكني لااستطيع |
| O kelimenin ne demek olduğunu bilmiyorum yani tercüme edemem. | Open Subtitles | انا لااعرف الكلمه هذي لذا لااستطيع ترجمتها |
| Gerçekten sevdiğin erkek yanında olmadan gecelerin nasıl olduğunu tahmin edemem. | Open Subtitles | لااستطيع ان اتخيل كيف تكون بدون الرجل الذي تحبينه |
| - Sorun değil. Tüm bunlardan vazgeçmene müsaade edemem. Fatty Arbuckle şu sandalyede gergin bir şekilde hakkındaki kararı beklemiş yahu. | Open Subtitles | انه بخير لااستطيع ان تستطيع ان تترك كل هذا ينتظر بفارغ الصبر صدور الحكم عليه |
| Kimseye iade veremem. | Open Subtitles | لا تساوي شيئا اذا لم تحضره معك وانا لااستطيع رد الدين |
| Ancak bana karşı dürüst olmadığın sürece yardımcı olamam. | Open Subtitles | لكنني لااستطيع مساعدتك إلا اذا كنت صادقا معي |
| Bir yere beraber girdiğimizde insanların ne düşündüğünü hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا.. اعني لااستطيع تصور مايفكر به الناس حين ندخل الى مكان ما معا |
| O kasedi senden alamam. Buna sipariş edilmemiş ürün derler. | Open Subtitles | لااستطيع أخذ هذا الشريط منك , هذا تسمى مواد غير قانونية |
| Hayır, tam olarak ilgilendiğimi söyleyemem. Ama Ascot'ta kesinlikle ilgilenmiştim. | Open Subtitles | لا, لااستطيع ان اقول هذا وخاصة اننى مقيم فى اسكوت |
| Alkol alamıyorum, sigara içemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الشرب لااستطيع التدخين |
| Ben de kitap yazabilmek isterdim. Ama gerçekte bir şey Yapamıyorum. | Open Subtitles | اتمنى ان استطيع الكتابة ,لااستطيع ان افعل شيئا حقا. |
| Ben karar veremiyorum. Bay Farnham, siz ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | انا لااستطيع ان اقرر يا سيد فارنهام, ماذا تعتقد ؟ |
| Bu bir şaka. Daha fazla Yapamayacağım. | Open Subtitles | انها مزحة انا لااستطيع ان افعل ذلك ثانية |