| Almanca bir şey. Ne olduğunu bilmiyorum. konuşmuyorum o dili. | Open Subtitles | بالألمانية، لا أعلم ماذا قال، إذ أنّي لا أتحدث الألمانية. |
| Ve ben fıstık konuşmuyorum. Daha çok dev Sequoia gibi. | Open Subtitles | وأنا لا أتحدث عن شتلة ولكن أشبه بشجرة سكوية عملاقة |
| James Cameron hakkında konuşmuyorum, bunu yapabilirim ama yapmıyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن جيمس كاميرون، مع أني أستطيع، ولكني لن أفعل. |
| Burada ayakta durup konuşmak için bana verilen süreden söz etmiyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن الوقت، الوقت الذي أملكه للوقوف هنا والتحدث. |
| - Tamam oldu, olur da onunla konuşursanız... - konuşmam. | Open Subtitles | .. ـ حسنًا، إذا تتحدث إليها ـ أنا لا أتحدث |
| Bu değerlendirmenizde makul olmaya çalışın, zira Facebook arkadaşlarınızdan bahsetmiyorum. | TED | كن عقلانيا في تقييمك، لا أتحدث عن أصدقائك على الفايسبوك. |
| Kayak yapamam, ata binemem, Latince konuşamam. | Open Subtitles | لا يمكنني التزحلق و لا ركوب الخيل، و لا أتحدث اللاتينية. |
| - Ben Budist veya Amislerden bahsetmiyorum. Normal insanlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | لا أتحدث عن البوذيين أو الهاميش أتحدث عن الناس العاديين |
| Doğrular hakkında konuşmuyorum. Yalanlar hakkında konuşuyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أتحدث عن الحق أنا أتحدث عن الأكاذيب |
| Kocan olarak konuşmuyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث إليك بصفتي زوجكِ, لا أهتم بشأن ذلك |
| Berlindeki varoşlar hakkında konuşmuyorum, Hayal et! | Open Subtitles | لا أتحدث كثيرا عن برلين في الضواحي لا يمكن أن تتخيل ذلك |
| Hem ben seninle konuşmuyorum Kalbimi kırdın | Open Subtitles | لم تتلقيهم؟ أنا لا أتحدث إليك على أي حال لقد كسرتي قلبي |
| Belki geçici bir delilikti belki de aşırı çalışmaktandı. Her neyse, geçti ve artık hayvanlarla konuşmuyorum. | Open Subtitles | ربما كانت حالة جنون مؤقت لكنها إنتهت، لا أتحدث للحيوانات بعد الآن |
| Zencilerin dilini konuşmuyorum, ne anlama geldiğini nereden bileyim? | Open Subtitles | أنـا لا أتحدث لغة الكـافير إذاً كيف لي أن أعلم؟ دَعّني أُخبِـرك. |
| Renkli tartışmalar gibi şeylerden söz etmiyorum ki demokrasimiz için sağlıklı olan budur. | TED | أنا لا أتحدث عن المناقشات متعددة الألوان التي أعتقد أنها صحية لديموقراطيتنا. |
| söz etmiyorum. Ne olacağını söylüyorum. | Open Subtitles | ،كلا، لا أتحدث فقط عن ذلك بل أؤكد لكم بأن هذا هو ما سيحدث |
| Seninle neden buluştuğumu bilmiyorum. Ölülerle konuşmam. | Open Subtitles | ،أنا لا أعلم لما أقابلك أنا لا أتحدث مع الرجال المحكوم عليهم بالموت |
| Ben evlilikten bahsetmiyorum, sadece ailesi ile akşam yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | لا أتحدث عن الزواج بل عن تناول العشاء برفقة والديه. |
| Hadi, meşgul falan da değilsin... Hem ben Çince konuşamam bile. | Open Subtitles | بربكَ ، ليس وكأنكَ ستكون مشغولاً أو أيَ شيء حتى أنني لا أتحدث الصينية |
| Ben ayaklarımdan bahsetmiyorum. Ben çenesi hiç durmayan çenebazdan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن بثوري أنا أتحدث عن الأميرة الثرثاره |
| Latince konuşamıyorum, ama burada resimler var, o yüzden sorun yok. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث باللاتينية لكن يوجد صور هنا لذا أعتقد بأننا بخير |
| Hayır, size demedim. | Open Subtitles | أرجو المعذرة؟ لا أنا لا أتحدث معك |
| Takvimden, tampon yazılarından veya o kedi posterindeki saçmalıklardan söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث تافهة من والتقويمات، والملصقات أو ملصقات القط. |