| Seni o gemiden ayıracak bir şey yapmalarına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يفعلون شيئًا يُبعدك عن برج قيادة تلك السفينة. |
| "Bana bir şey olursa, bunu bulmalarına izin verme" dedi. | Open Subtitles | وقالت إن حدث لي شيئاّ لا تدعهم يعثروا عليهم |
| Seni yolmalarına izin verme! Bir haftalık paranı koydun ortaya! | Open Subtitles | لا تدعهم يستغلونك, سيجعلوك تدفع اجورك الاسبوعية. |
| Memurlar onu yakaladı. Sizi yakalamalarına da izin vermeyin. | Open Subtitles | ظابط المراقبه عرف مكانه لا تدعهم ياخذونك |
| Devam et. Onların senin orda olduğunu çaktırma Sakın. | Open Subtitles | واصل التحقيق، لا تدعهم يعلمون بأنّك تبحث حتمًا. |
| Bu adam hakkında kitap yazmalarına izin verme. | Open Subtitles | نال منه. لا تدعهم أن يكتبوا كتاب عن هذا الرجل. |
| Seni terfi veya transfer etmelerine izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يقومون بترقيتك. لا تدعهم ينقلونك. |
| Seninle dalga geçmelerine izin verme. Zamanlarını sert görünmeye çalışmakla geçiriyorlar. | Open Subtitles | لا تدعهم يخدعوك انهم يقضون أوقاتهم يحاولون البحث عن الصعاب |
| Hayır, seni öldürmelerine izin verme. | Open Subtitles | لا يمكن أن تدعهم يقتلوك كلا، لا تدعهم يقتلوك |
| Onların sinirlerini bozmasına izin verme. | Open Subtitles | في تاريخ هذه العائلة لا تدعهم يحاولوا أي شيئ معك |
| Seni küçümsemelerine izin verme. | Open Subtitles | في تاريخ هذه العائلة لا تدعهم يحاولوا أي شيئ معك |
| O yüzden dizginlerini sıkı tut, bir an bile kimin patron olduğunu unutmalarına izin verme. | Open Subtitles | لذا، إبقها بالعنان المحكم لا تدعهم ينسون أبداً من المسيطر لثانية. لا تحتال عليك |
| yavrumu incitmelerine izin verme.Sana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أرجوك جون لا تدعهم يؤذون إبني نحتاج مساعدتك |
| Dinle, ne olursa olsun, İran'dan Irak'a geçmelerine izin verme. | Open Subtitles | إسمع, مهما حدث لا تدعهم "يعبرون من "إيران" إلى "العراق |
| Ne yaparsan yap, mükemmel olduğunu düşünmelerine izin verme. | Open Subtitles | مهما حدث لا تدعهم يعتقدون بأنه مثالي لكن ماذا لو كان كذلك؟ |
| Kural 1: Onları Sakın ıslatma. Başka bir deyişle, senin evinde duş almasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يتبللون أبداً بمعنى آخر ، لا تدعهم يستحمون في منزلك |
| Rahatlayın. Sizi sindirmelerine izin vermeyin. | Open Subtitles | الآن اسمعوني عليكم أن تنطلقوا لا تدعهم يؤثرون عليكم |
| Lütfen, bebeğimi öldürmelerine izin vermeyin, lütfen! Lütfen! | Open Subtitles | رجاء، لا تدعهم يقتلون طفلي الرضيع، رجاءاً |
| Herkese dışarı çıkmamalarını söylüyorlar. Ne olursa olsun, ısırmalarına izin vermeyin diyorlar. | Open Subtitles | ـ أخبَروا الجميع أن يبقوا في منازلهم ـ أجل, ومهما فعلت, لا تدعهم يعضونك, حسناً؟ |
| Sakın kemik iliği biyopsisi yaptırma, tamam mı? | Open Subtitles | لا تدعهم أبداً بأخذ نسيج من نخاع العظم، حسناً؟ |
| Onları içeri almayın. Burada olmadığımı söyleyin. Karşılığını vereceğim. | Open Subtitles | لا تدعهم يدخلون ، أخبرهم بأنني لست هنا سأجزللكالعطاء. |
| Burada birkaç saat sonra ortalık hareketlendiğinde ne olursa olsun, sana ne derlerse desinler zincirlerimi çıkarmalarına müsaade etme. | Open Subtitles | -كانت أمور مأسوية في الساعات التالية مهما كان ماحدث وما أخبروك به، لا تدعهم يزيلون القيود مني. |
| Ona zarar vermelerine izin verme. | Open Subtitles | لا تدعهم يؤذونها |