"لا نستطيع أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • veremeyiz
        
    • edemeyiz
        
    • olamayız
        
    • yapamayız
        
    • edemiyoruz
        
    • olmaz
        
    • gidemeyiz
        
    • göremeyiz
        
    Gitmenize izin veremeyiz. Bizim için tehlike teşkil ediyorsunuz. Open Subtitles لا نستطيع أن نتركك تذهب أنتَ تُشكّـل خطراً علينـا
    Öylece iki hafta ara veremeyiz. Open Subtitles أعني، نحن لا نستطيع أن نقطع أشغلانا لمدة إسبوعين فلدينا الكثير من العمل
    Geleceğin tam olarak nasıl görüneceğini veya hangi icatların dünyamızı dolduracağını tahmin edemeyiz. TED ونحن الآن بالطبع لا نستطيع أن نخمن شكل المستقبل أو نتوقع الاختراعات التي ستحل محل ما هو موجود الآن.
    Günün bu kadar erken saatlerinde bu kadar ciddi olamayız. Open Subtitles ربما لا نستطيع أن نكون جادين فى الصباح الباكر
    Karelerden köprü yapamayız, çünkü tren geldiğinde böyle oynamaya başlar. TED لا نستطيع أن نصنع جسرا بالمربعات، لأن القطار سيأتي، ويبدأ في الإهتزاز.
    Sorun şu ki bunu insanlarda test edemiyoruz, çünkü etik olarak çocuğa rastgele kötü koşullar ve zorluklar yaşatamayız. TED المشكلة أننا لا نستطيع أن نختبر ذلك على البشر، لأنه أخلاقيًا، لا يمكننا التحكم بمعاناة الأطفال بطريقةٍ عشوائية.
    Ama bu parayı kabul edemeyiz. Bu doğru olmaz. Open Subtitles لكننا لا نستطيع أن نقبل هذا المال نحن فقط نريد أن نحصل على المال المناسب
    Mulder, Büro'ya bu suçlamalarla gidemeyiz. Open Subtitles مولدر, لا نستطيع أن نتوجه للبيورو بهذه الإتهامات.
    Atomlar, göremeyiz. Hiç kimse de göremeyecek. TED لا نستطيع أن نرى الذرات ولا أحد سيستطيع رؤيتها أبداً.
    biz izin veremeyiz, servetimizin ve şöhretimizin kirlenmesine. Open Subtitles لا نستطيع أن نترك هذا الموضوع يفسد سمعتنا
    - Efendim, öylece gitmesine izin veremeyiz. - Asgard'a nerede olduğunu söyleriz. Open Subtitles سيدي لا نستطيع أن ندعها تغادر سنخبر الأسغارد أين هي
    Henry bunun bir şok olduğunu biliyorum ama gitmesine izin veremeyiz. Open Subtitles هنرى .. أنا أعرف أنا هذا كان صدمة لك لكن نحن لا نستطيع أن نترك هذه الفتاة تذهب
    Bilmiyorum ama araştırmamıza müdahale etmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا أعلم .. ولكن لا نستطيع أن نجعله يعترض طريقنا
    Bilmiyorum ama araştırmamıza müdahale etmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا أعلم .. ولكن لا نستطيع أن نجعله يعترض طريقنا
    Bunun olmasına izin veremeyiz değil mi? Open Subtitles أظن أننا لا نستطيع أن نسمح بحدوث ذلك، أليس كذلك؟
    Ben atlamazsam, sen atlayacaksın; böyle devam edemeyiz. Open Subtitles فإذا لم أقفز هنا، ستقفز أنت إننا لا نستطيع أن نكمل حياتنا بهذا الشكل
    Hepsi akapunkturcu oldu. - Hepimiz akapunkturcu olamayız. Open Subtitles حسناً، نحن لا نستطيع أن نكون كلنا مختصون بوخز الأبر لا
    - Şey, hepimiz akupunkturcu olamayız. - Hayır! Open Subtitles حسناً، نحن لا نستطيع أن نكون كلنا مختصون بوخز الأبر لا
    Bu işleri sonsuzluğa uzanmadan yapamayız. Open Subtitles نحن لا نستطيع أن نفعل هذه الأشياء بدون التواصل مع االخيال
    Üzgünüm ama onlara baskı yapamayız Lettice. Aceleleri var. Open Subtitles لا نستطيع أن نضغط عليهم, ليتس أنا أسفه.إنهم مستعجلين
    Neden 15 yaşında bir kıza yardım edemiyoruz? Open Subtitles إذاً لماذا لا نستطيع أن نساعد فتاة عمرها 15 عاماً؟
    Ne yapacakları belli olmaz. Open Subtitles وهما الشخصان الذي لا نستطيع أن نتبؤا متى سيأتون
    Gözetiminiz altındayken kaybettiğiniz kişiyi bulmak zorunda olduğumuzdan, gidemeyiz. Open Subtitles لا نستطيع أن نذهب لنجد الشخص الذي فقدتموه
    Maddeyi görebiliriz. Ama konunun, özün ne olduğunu göremeyiz. TED نستطيع رؤية المادة. لكننا لا نستطيع أن نرى ما هو الأمر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more