"لتقلق" - Translation from Arabic to Turkish

• Endişelenecek
• endişelenmen
• Endişe
• gerektirecek
• endişelenesin
• Endişelenmene
• sıkmana

Ve konumları konusunda Endişelenecek kadar büyük olmayan yavrular hâlâ anneleri tarafından korunuyorlar.
وليست الصغار كبيرة بما يكفي لتقلق على المكانة بينما لا تزال تحميها أمهاتها

Doğruyu söylediğin sürece, Endişelenecek hiçbir şey yok!
طالما أنك قلت الحقيقه فليس هناك شيء لتقلق بشأنه.

İçeride kalırsan Endişelenecek bir şeyin olmaz.
اضغط على زر التوقف. فقط ابقى فى الغرفة. ليس لديك شىء لتقلق عليه.

Her neyse, endişelenmen gereken çok daha büyük şeyler var.
على أي حال أمامك أمور أكبر من هذا لتقلق عليها

Dedikoduya ortak olmaktan hoşlanmıyorum ama sizin Endişe edecek bir şeyiniz yok.
انا لا احب الاشتراك بالنميمة ولكن اطمئن,لا شيء لتقلق بشانه

Endişelenmeni gerektirecek birşey yok, bebeğim. Hiç kimse senin emekliliğini elinden alamaz.
عزيزي، ليس لديك أي شئ لتقلق حياله لن يمس أي شخص راتبك التقاعدي

Seni bunun için, benim yerime endişelenesin diye tuttum.
لهذا انا اوظفك لدي لتقلق بدلا مني

Aradığın için teşekkür ederim. Endişelenmene gerek yok. İlerlemek üzereyiz.
شكراً على اتصالك ولا حاجة لتقلق نحن على وشك البدء

Endişelenecek bir şey yok. Sadece not almak durumundayım.
لا شيء لتقلق حياله، إلاّ أنّ عليّ أن أضع ملاحظةً حولها

Endişelenecek bir şeyin yok yani.
من لديه مال أكثر يفوز, اليس كذالك؟ وانت ليس لديك اي شي لتقلق حولة

Eğer bu onuru sana verirsem Endişelenecek bir şeyin kalmaz diye düşündüm.
لقد فكرت أنه إذا كان يوجد لديك رصيد عنده, فلن يوجد شيء لتقلق منه

O zaman Endişelenecek bir şeyin yok değil mi?
إذاً ليس لديك شيء لتقلق من أجله أليس كذلك؟

Böyle şeyler olur. Endişelenecek bir şey yok.
هذه الأشياء تحدث ليس لديك أى شىء لتقلق حياله

Endişelenecek bir şey yok. Sadece arkada oturup gözlemleyeceğim.
لا شئ لتقلق حياله سوف أجلس فى الخلف فقط و ألاحظ

Evet, hepimiz imâ ediyoruz. Endişelenecek bir şeyin yok.
أجل، جميعنا ندّعي ذلك لا شيء لديكَ لتقلق حياله

Şuan bundan daha büyük şeylerle ilgili Endişelenecek olman çok kötü.
للأسف، لديك المزيد لتقلق بشأنه أكثر من قطعة الخشب هذه

Daha sonra ortada Endişelenecek bir ilişki kalmayabilir.
,ربما لن تكون هناك علاقة لتقلق بشأنها لاحقاً

Eğer bunu gerçekten düşünürsen, Endişelenecek bir şey yok.
لا شيء لتقلق بشأنه إن كنت تفكر بشأن هذا.

Hayır, senin endişelenmen gereken bir şey yok, Başmüfettiş.
كلاّ، لا شيء لتقلق نفسك به رئيس المفتشين

Yazmaya değecek bir şey yoksa endişelenmen yersiz.
اذا لم يكن هناك ما يستحق الكتابة عنة فلا داعي لك لتقلق

Sevindim, o zaman canını sıkmana gerek yok, değil mi, Cyclops?
اممم ... اذن ليس هناك اي شيء لتقلق بشانه أأنت عندك شيء , سيكلوب؟