"لذا لا يوجد" - Translation from Arabic to Turkish

    • yok
        
    • yüzden
        
    Anne babası tek çocuk olduğu için konuşacak teyze veya amcası da yok. Open Subtitles لقد كانوا أطفال وحيدين لذا لا يوجد أعمام أو خالات لنتحدث اليهم أيضا
    Yani aşk hayatın hakkında bir şeyler bilmeme hiç gerek yok. Open Subtitles لذا لا يوجد في الواقع أي سبب حتى أعرف حياتك العاطفية.
    Şu an hâlâ şokta olduğu için söyleyecek çok fazla bir şey yok ama iç güdülerim bir şeyler gördüğünü söylüyor. Open Subtitles حسناً ، إنها مصابة بصدمة نفسية ، لذا لا يوجد الكثير للمضي قدماً لكن شعوري ينبئني بأنها قد رأت شيئاً ما
    Bu yüzden burada bu kitleye karşı hiçbir mazeretimiz yok. TED لذا لا يوجد اي عذر لاي شخص هنا بين الجمهور بان يفكر بعكس هذا
    Gıda için bitki yetiştirilebilecek, ekin ekilebilecek bir gıdım toprak bile bulmayacağız. Dolayısıyla bir yararı yok. TED نحن لا يجب أن نجد مقدار قدم واحد من الأرض التي قد يزرع بها المحاصيل لإنتاج الغذاء. لذا لا يوجد فائدة من ذلك.
    Bir çalışanımız işletmeyi kundaklıyor, yani sigorta parası da yok. Open Subtitles أحد الموظفين لدينا يقوم بأرتكاب حريق متعمد لذا لا يوجد تأمين
    Jim'le zaten tanıştınız. Bu yüzden onu takdim etmeye gerek yok. Open Subtitles قابلت جيِم، لذا لا يوجد هناك حاجةَ للمقدمة
    Lecter hasta kayıtlarını değiştirmiş ya da yok etmiş yani, Mofet isminde birinin kaydı yok, ama... Open Subtitles ليكتر قد دمر أو تلاعب ببيانات معظم مرضاة لذا لا يوجد هناك بيانات عن من تدعى موفيت ولكن
    Ve bunu göz önüne alırsak, endişe duymak için bir neden yok. Open Subtitles و من الممكن أن أكون خارج هذا الأمر لذا لا يوجد سبب كى أهتم
    Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim. Open Subtitles لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره
    Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim. Open Subtitles لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره
    Yani koltuğun altında bir dergi yok veya klozetin arkasına bantla yapıştırılmış bir sigara paketi veya videonun içinde bir porno kaseti? Open Subtitles لذا لا يوجد هناك مجلة تحت الأريكة أو سجائر ملصوقة خلف خزان المرحاض أو شريط فيديو قذر في جهاز الفيديو؟
    O yüzden parmak izi yok. Teşekkür ederim. Open Subtitles هل تعلم أني قرأتها مرة لذا لا يوجد بصمات لذا شـكرا لك
    O halde onunla konuşmamıza gerek yok. Hala mantar olasılığını elemedik. Open Subtitles لذا لا يوجد سبب لنتحدث معه مازلنا لم نستبعد الفطريات
    İsim yok. Üç gün önce arabanın çalındığı bildirilmiş. Open Subtitles يوجد تقرير عن سـرقة السـيارة لذا لا يوجد اسم
    Yüzü dönük yani devam etmek için fazla bir şey yok. Open Subtitles وجهه غير واضح لذا لا يوجد الكثير لنبحث فيه
    Artık favori eski sevgilimle çıkmıyorsun. O yüzden artık özel muamele yok. Open Subtitles أنت لن تنكحي صديقنا السابق المفضل بعد الآن لذا لا يوجد معاملة خاصة لك بعد الآن.
    Şu an bir operasyonun ortasındayız, o yüzden fazla vaktim yok. Open Subtitles نحن في خضمّ عملية في الوقت الحالي لذا لا يوجد لديّ الوقت الكافي
    Bu cep telefonu kopya. O yüzden korkma. Open Subtitles هذا الهاتف الخلوي لا يُمكن تعقبه لذا لا يوجد ما تقلقي من أجله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more