| Şu teknoloji şirketine girerken ona yakandığımda bir kadından söz etmişti. | Open Subtitles | عندما أمسكتُ به بعد إقتحامه لشركة التقنية تلك، لقد ذكر امرأة. |
| Banning şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi. | Open Subtitles | عرفت بأنني كنت أفعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكني لم أعرف السيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة |
| uğursuzluk sadece set yandığında sana değerinin 4 katını veren sigorta şirketinin başındaydı! | Open Subtitles | اللعنة فقط كانت لشركة التأمين التي أعطتك أربع مرات قيمة الأستوديو عندما احترق |
| Ofis depolarına yerleştirilmiş PBX santraller o şirketin telefon santrali gibidir. | Open Subtitles | المكاتب التي تحتوي على غرف لها فوائدها مقسم أتصالات لشركة بأكملها |
| David Dunn, yetkilileri üç büyük terör olayının kanıtlarının bulunduğu Limited Edition'a yönlendirdi. | Open Subtitles | ديفيد دان ارشد السلطات لشركة ليمتد ايديشن حيث وجدت دلائل لثلاث حوادث ارهابية |
| Eskiden sevdiğiniz bir kadına yaptınız şimdi de kovulduğunuz şirkete. | Open Subtitles | فعلته لأمرأة أحببتها والأن تفعل نفس الشيء لشركة قامت بطردك |
| Daha geçen hafta bir şirket avukatının kafatası çatlağını inceledim. | Open Subtitles | أنا كنت أعطي درس عن الصدغ لشركة محامات .الأسبوع الفائت |
| Kingsley, ABD'nin Orta Doğu ile savaşa girmesini isteyen... petrolcüleri temsil ediyor. | Open Subtitles | كينزلي الممثل الأول لشركة النفط في بحر قزوين للبلد التي تريد أمريكا |
| Ben telefon şirketinde çalışmıyorum, sürtük. | Open Subtitles | ماذا أيتها العاهرة, أنا لا أعمل لشركة الهاتف |
| Ama ya eğer bir Fortune 500 şirketine götürseydim sizi, ve masanın etrafındaki herkes beyaz bir erkek olsaydı, bunun da garip olduğu ne zaman aklımıza gelecek? | TED | ولكن إذا دخلت لشركة من شركات مجلة فورتشن 500، وكل الحاضرين بالغرف رجال بيض، متى كنا سنفكر بأن هذا الأمر غريب كذلك؟ |
| Böylece durumu sigorta şirketine bildirir parayı alır ve harika zaman geçirebilirdin. | Open Subtitles | وهكذا, يمكن ان تبلغ الأمر لشركة التأمين. وتحصل على التأمين وتتمتع بحياة رغدة |
| Banning şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi. | Open Subtitles | عرفت بأنّني كنت افعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكنّي لم أعرف السّيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة. |
| Henüz CEO Alex Baker'in geleceği konusunda bir haber yok. | Open Subtitles | لا كلمة بعد على مستقبل الرئيس التنفيذي لشركة أليكس بيكر. |
| Bir adamın şirketinin satışını üstlendim ve bütün ücretim sonuca bağlı. | Open Subtitles | لقد حصلت لتوي لبيع لشركة احدهم و اتعابي كلها تستند للوحدات |
| Beni öldürürsen, ikinci bir şansı olur! O güçlü bir şirketin CEO'su. | Open Subtitles | لو قتلتني، فإنّه سيبدأ من جديد إنّه الرئيس التنفيذي لشركة ذات سُلطة. |
| Eğer bir şey ispat edeceksek, Tech Con'a gitmek zorundayız. | Open Subtitles | إذا كنا نريد اثبات شئ فعلينا الذهاب لشركة تيك كون |
| Sağlık hizmeti bilgilerimi eczacılıkla ilgili bir şirkete kiralayabildiğim bir dünya hayal edin. | TED | تخيلوا عالما حيث أكون قادرة على إيجار بيانات رعايتي الصحية لشركة دوائية. |
| Ben bir şirket kuklası yada herhangi bişey olabilirim.ama mükemmel zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | قد أكون دميّة متحرّكة لشركة أو ما شابه. لكنني أستمتع بوقتي كثيرًا. |
| Rekabet cephesinde, hepimiz biliyoruz ki Toyota ABD nin 3 büyük oto üreticisinin toplamından (General Motors, Ford ve Daimler Chrysler) daha fazla piyasa büyüklüğüne sahiptir. | TED | أما من جهة القدرة التنافسية فنحن نعلم أن القيمة السوقيه لشركة تويوتا هي أكبر من تلك لمجموع منافسيها الثلاث. |
| Kablolu şirketinde Çip Douglas adında biri çalışmıyor. | Open Subtitles | الشرطة بحثت عن الرجل ولكن لا أحد باسم شيب دوغلاس يعمل لشركة السلك |
| Kendisi Fortune 500 şirketlerinden olan Xerox'un ilk Afrikan-Amerikan kadın CEO'su. | TED | هي أول أنثى أمريكية أفريقية تعمل بصفتها مديرة تنفيذية لشركة مدرجة في فورشن 500، تابعة لزيروكس. |
| Birincisi tır firmasına, ikincisiyse özel bir konuta. | Open Subtitles | الرقم الأول هو لشركة شاحنات الرقم الثاني هو لمنزل خاص باسم شيب براودفوت |
| Yine ayakkabı yapıyorum... küçük bir şirkette, ama çok şükür işimin başındayım. | Open Subtitles | .. أصنع الأحذية مجدداً لشركة صغيرة و لكن أنا صاحب القرار فيها |
| Az önce şu ilaç firmasının, yönetim yardımcısı ile konuştum. | Open Subtitles | لقد أغلقتُ الهاتف للتو مع نائب الرئيس لشركة الأدوية تلك. |
| Weigert'e sabit bir ücret vererek... devlet masraflarını azaltıyor, mahkûmların ihtiyaçları önemli değil. | Open Subtitles | لكن بدَفعِ مَبلغٍ ثابت لشركة وايغيرت مَهما كانَت الرِعاية التي يتطلبُها السُجناء، فالولاية تُخفضُ نفقاتِها |