| tatile gidecektik. Özel bir sey degil, sadece hafta sonu için. | Open Subtitles | كنا قد حجزنا لعطلة ، ليست شيئاً مميزاً لكن مجرد قضاء عطلة بعيداً |
| Ben bir tatile ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعلمين، أعتقد أننا بحاجة لعطلة كما تعلمين؟ |
| Sanırım bu tip çok satılacak. Tam da tatil zamanı. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من أكثر المبيعات لعطلة الأعياد |
| tatil Armadillo'sunun sana ısıkların festivalini anlatmasına ne dersin? | Open Subtitles | ماذا لو قال لعطلة أرماديلو لكم كل شيء عن مهرجان الأنوار؟ |
| Hafta sonu için beni davet etti.Şu anda odasında üstünü değiştiriyor. | Open Subtitles | وقد دعتني هنا لعطلة نهاية الإسبوع إنها في غرفتها الآن، للتغيير |
| Bahar tatili için arkadaşıyla birlikte yola çıktıkları gün. | Open Subtitles | في اليوم الذي غادرت فيه مع صديقتها لعطلة الربيع صديقتها |
| Kocam, bu hafta sonu eve bir kadın davet etti. | Open Subtitles | قام زوجي بدعوة إمرأة لتقيم في منزلنا لعطلة نهاية الإسبوع |
| Senin tatile ihtiyacın var. 2 hafta sonra görüşürüz. | Open Subtitles | انت بحاجة لعطلة , سأراك بعد اسبوعان |
| Meksika'ya özel türden bir tatile gidip... | Open Subtitles | مالم نَذهب لعطلة خاصة في المكسيك و... ... |
| Lily'le Marshall, Sevgililer Günü için Kevin'la Robin'i hafta sonu Vermont'a tatile davet etmişti. | Open Subtitles | لعطلة عيد الحبّ "ليلي" و"مارشال "دعيا روبن" و "كيفين" لموعد مزدوج في فيرمونت" |
| tatile ihtiyacın var. | Open Subtitles | شولتز تحتاج لعطلة |
| Bu adamın daha uzun bir tatile ihtiyacı var. | Open Subtitles | الرجل مطلوب جدا لعطلة اطول |
| Sen onu ava gönderdin. Biraz tatil yapmaya mı? | Open Subtitles | لقد قمت انا وماك بالتخطيط لعطلة نهاية الاسبوع وقد أمرته أنت أن يذهب للصيد |
| Ben daha ziyade bir Haftasonu için birlikte bir tatil planlamaktan söz ediyordum. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر بالتّخطيط لعطلة نهاية الأسبوع |
| Hayır, Dalia, maalesef, bir tatil için Carmen'e kıyamadım. | Open Subtitles | لا داليا للأسف لم اتمكن من تقطيع كارمن لعطلة الأعياد |
| Fakat bir hafta sonu için gelirsin diye umut ediyordum. | Open Subtitles | ولكنني كنت أتمنى أن تأتين، ولو لعطلة نهاية الأسبوع فحسب. |
| Hafta sonu için oraya gittim, ve orayi begendim. | Open Subtitles | كنت أذهب لعطلة نهاية الأسبوع، لكن يعجبني المكان هنا. |
| Sadece hafta sonu için davet edilen bay ve bayanların listesini biliyorum. | Open Subtitles | فقط قائمة السيدات و السادة المدعوون لعطلة نهاية الأسبوع |
| Bu akşam burada kalıp Amerikan şükran günü tatili için dükkânı süsleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أبقى الليلة ، و ازين المطعم لعطلة عيد الشكر الامريكية |
| Herkesin yaz tatili için çok heyecanlı olduğunu umuyorum. | Open Subtitles | حسنا، وأرجو من الجميع متحمس لعطلة الصيف. |
| Noel tatili için planların nedir, Rory? | Open Subtitles | ماهي خططك لعطلة عيد الميلاد يا روري؟ |
| Kaynınız Haftasonu için çocukları aldı, ben de eve erken geldim. | Open Subtitles | نسيبكَ أخذ الأطفال لعطلة نهاية الأسبوع، لذا تمكنتُ من العودة مُبكراً. |
| Çünkü Noel tatiline silah getirilmez. | Open Subtitles | لأنك لا تجلب بندقية لعطلة نهاية الأسبوع في عيد الميلاد. |