| İşine dikkat et. Yağmur Adam becerikli. | Open Subtitles | عليك الإنتباه لعملك هذا الرجل لديه بعض المهارات |
| - İşine saygı göstermeyebilirim ama o sana saygısızlık etti. | Open Subtitles | ربما لا أبدى إحترام لعملك لكنه لم يحترمك أنت |
| Mulan evlendiği anda eski işine döneceksin. | Open Subtitles | فى لحظة زواج فا مولان . فسوف تعود لعملك القديم |
| Yakında sizin için işe yaramaz olacaklar. Neden yaptığınız işten biraz para kazanmayasınız? | Open Subtitles | قريباً سيكونون عديم القيمة بالنسبة لك لم لا تأْخذ بَعْض المال لعملك ؟ |
| İşe koyulsan iyi edersin. Başka bir yayın daha yapacağız. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تعود لعملك فستكون لديك نشرةً أخرى |
| Bilirsin, işini seviyormuş gibi görünmek daima herkes için daha iyidir. | Open Subtitles | تعرف انه دائما شيئ رائع للجميع اذا انت اظهرت حبك لعملك |
| Her şey bir yana, bence sen hayal gücünü işine saklamalısın. | Open Subtitles | ،بغض النظر أعتقد بأنه يجب عليك أن توفر خيالك لعملك |
| John? Yaşam kanıtını aldın. Şimdi işine bak. | Open Subtitles | جون حصلت على دليلك الآن عد لعملك و أنا سأعزف لك شيئا رومنسيا لك و لجميلتك |
| İşine gitmen gerekmiyor muydu yatak satıcısı? | Open Subtitles | ألا يجب عليك أن تتوجه لعملك كمندوب مبيعات حشيات؟ |
| Bu arada, değerlendirme süreci bitene kadar işine devam et, hmm? | Open Subtitles | حالياً، عودي لعملك حتى تنتهي عملية التقييم ، حسنا؟ |
| Sen işine dön. Yayına geç kalma. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تعود لعملك فستكون لديك نشرةً أخرى |
| Dava ne kadar çabuk kapanırsa, biz de o kadar çabuk gideriz sen de her zamanki işine dönersin. | Open Subtitles | كلما أسرعنا بحل هذه القضيّة كلما أسرعنا بالرحيل وستعود لعملك كالمعتاد |
| Seni işe götürüyor muyum, yoksa bana hala kızgın mısın? | Open Subtitles | إذاً هل أوصلك لعملك أم ما زلت غاضب منى ؟ |
| Ayağa kalk da işe koyul! Kafan artık acımıyorsa tabii. | Open Subtitles | إذهب لعملك إذا كانت رأسك لا تزعجك كثيراً |
| Bu otobüs servisini kapatacak olurlarsa, seni işe bizzat kendim götüreceğim. | Open Subtitles | إذا أقفلو خط هذة ألحافلة أنا سأخذك لعملك بنفسي |
| - İşini kaybedebilirdin, profesyonel konumu. | Open Subtitles | كان سيؤدي ذلك إلى خسارتك لعملك و لموقعك المهني |
| O yüzden işini etkilemeden bunu aklından çıkarmalısın. | Open Subtitles | لذا يجب ان تتوقفي عن هذا قبل ان يؤثر على تأديتكي لعملك |
| AM: İşinize dönmenize izin vermeden önce sizin için iki sorum daha var. | TED | آ.ن: في جعبتي سؤالان أخيران لك قبل أن أتركك تعود لعملك. |
| Hayatın yolunda gidiyorsa işinin yolunda gitmesi gerekmez. | Open Subtitles | وإن كان لحياتك معنى فلن يعود من الضروري أن يكون لعملك معنى |
| Gece çalıştığın için teşekkür ederim. Ağır bir geceydi. | Open Subtitles | شكرا لعملك الليله واسف انها كانت ليله بطيئه |
| Yani yaptığınız işin kalbimde çok özel bir yeri var ve bu benim için çok önemli." | TED | لذا فان لعملك مكانة خاصة جدا في قلبي وهو أيضاً مهم جداً بالنسبة لي. |
| Etraftaki insanlarla ilgilendiğin kadar elindeki işinle ilgilenmelisin belki de. | Open Subtitles | لعلّك توجه إنتباهك لعملك وليس للآخرين من حولك |
| Benim işim, işinizi yaptığınızdan emin olmak. | Open Subtitles | عملي هو أن أتأكد من تأديتك لعملك على أكمل وجه |
| Ama senin yaptığın "gerçek ve çok çalışma" şeysine gerçekten saygı duyuyorum. | Open Subtitles | نعم، لكني احمل احترام لعملك الجاد والصادق |
| Son 24 saatteki iyi çalışman için sana teşekkür etme fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | تعلمين أنني لم أملك الفرصة كي أشكرك لعملك الشاق طوال اليوم السابق |
| Bu noktada, bu sadece işiniz için değil, bu ayrıca toplum için. | TED | هذا لنفع المجتمع كله لا لعملك فحسب. |