| Emily tüm sırlardan ve yarım yamalak doğrulardan çok yoruldum. | Open Subtitles | إيميلي، لقد تعبت حقاً من كل تلك الـأسرار، وأنصاف الحقائق |
| Aslına bakarsanız basitlik hakkında konuşmaktan yoruldum, o yüzden hayatı daha karmaşık hale getirebileceğimi düşündüm, ciddi bir oyun olarak. | TED | لقد تعبت في الحقيقة من التحدث عن البساطة. فخطر لي أن أجعل حياتي أكثر تعقيدا بطريقة جادة |
| Yol bitmek bilmiyor. yoruldum. | Open Subtitles | يبدو و كأننا نسافر منذ زمن بعيد ، لقد تعبت |
| Hiç kimseye bir faydam dokunmadan, bir köşede uzanmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | لقد تعبت من كوني ممدداً و بلا فائدة لأي أحد |
| Bu sizin için bir oyun, değil mi? Ama ben oynamaktan sıkıldım. | Open Subtitles | هذة مجرد لعبة بالنسبة اليك اليس كذالك حسنا لقد تعبت من اللعب |
| Ve Tanrı aşkına, Barnes, çatalını görmekten bıktım. Çek şunu yukarı! | Open Subtitles | وهناك شيء آخر ، لقد تعبت من رؤية تكاسلك أفرد نفسك |
| - Sıkıca sarmala, soğuk alacak! - Hadi gidelim! yorgunum. | Open Subtitles | غطيها جيدا والا اصابها البرد هيا نذهب لقد تعبت |
| Yol bitmek bilmiyor. yoruldum. | Open Subtitles | يبدو و كأننا نسافر منذ زمن بعيد ، لقد تعبت |
| Hayır, yoruldum. Söylediğin gibi, sen haklısın. | Open Subtitles | لا, لقد تعبت, اليس هذا ما قلتيه, انك على حق |
| Hepsinden yoruldum ve bıktım, seninle ilgili her şeyden. | Open Subtitles | لقد تعبت وسئمت من ذلك كله من أي شيء له علاقة بكِ |
| Batırmaktan çok yoruldum. | Open Subtitles | لقد تعبت جداً من تخريب الأمور أحاول أن أبقى قوية |
| Burada olmasina sasmamali. Bundan biktim ve yoruldum artik. | Open Subtitles | لا عجب انها هنا لقد تعبت ومللت من هذا الهراء |
| Leopold, bütün hayatım boyunca bunun bedelini ödüyorum ve yoruldum, ve dinlenmem lazım ve bunun için biraz havuz çamuru satmam gerekiyorsa | Open Subtitles | ليوبلد لأنى كنت أسدد الديون فى كل حياتى و لقد تعبت و أحتاج للراحة و لو كان على أن ابيع |
| Benim için de öyle. Marge, bu şekilde yaşayamam. Yumurta kabuklarının etrafında yürümükten yoruldum. | Open Subtitles | انه بالنسبة لي، لا يمكنني أن أعيش هكذا لقد تعبت من السير على قشور البيض |
| Neyse, çok yoruldum.. Bu taraftan gidelim. | Open Subtitles | على كل حال لقد تعبت حقاً لنذهب من ذاك الاتجاه |
| Merlin, sincap olmaktan sıkıldım. Bu beladan başka bir şey değil. | Open Subtitles | مارلين لقد تعبت من أكون سنجاب أنه لا توجد إلا المشاكل هنا |
| Oynadığın oyunu biliyorum ama oynamaktan sıkıldım. Radcliffe'li bir ukalasın. | Open Subtitles | لقد تعبت من لعب لعبتك أنتي عاشقة رادكليف |
| Evet öyle, fakat... tek taraflı konuşmalardan sıkıldım artık. | Open Subtitles | حقا,انهم كذلك ,ولكن لقد تعبت من محادثة الطرف الواحد |
| Sana sert adam numarası çekmekten bıktım. Özledim seni Gail. | Open Subtitles | لقد تعبت من هذا الهراء يا غيل, لقد اشتقت اليك |
| bıktım baba. Bu kısır döngüden bıktım artık. | Open Subtitles | لقد تعبت يا أبى تعبت من دورانى فى نفس الدائرة |
| Yapma, şu saçmalıklarından bıktım usandım artık. | Open Subtitles | ..توقف عن ذلك لقد تعبت ومللت من الإزعاج الذي تحدثه |
| Çok yorgunum, tahmin yürütemem. Suçlamalarından bıktım. | Open Subtitles | أنا متعبة جدا لأخمن لقد تعبت من إتهاماتك لى |
| Size kendimi önemsetmeye çalışmaktan artık gına geldi. | Open Subtitles | لقد تعبت من محاولة أن أجعلكم تهتمون لأجلي |