"لقد حارب" - Translation from Arabic to Turkish

• savaştı
• savaşmış
• savaşıyor
• kötüleriyle karşılaşıp

Sürekli artan bir tutkuyla sonuna kadar savaştı. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadelede yalnızca hükümet yetkililerinin dürüst olmasının yetmeyeceğine vatandaşların da seslerini duyurmak için kenetlenmesi gerektiğine inanıyordu.
لقد حارب حتى النهاية، بعاطفة جياشة في مكافحة الفساد والفقر، لا يلزم فقط أن يكون المسئولون الحكوميون صادقين، يجب على المواطنين أن يساندوا بعضهم لجعل أصواتهم مسموعة.

O, bana yardımcı oldu kendi kanatları altına götürdü. O aslında bizim için savaştı
لقد ساعدني ، أخذني تحت جناحيه لقد حارب من أجلنا في الحقيقة

Lütfen dikkatli kullanın. Bunlar Waterloo'da savaştı.
عديني أنك لن تستخدميه بسوء لقد حارب به في واترلو

- Babam İngilizlere karşı savaşmış.
لقد حارب ابى ضد ..... الأحتلال البريطانى

Kanan Goa'uld ile her birinizin yaşından daha uzun süredir savaşıyor, ama siz "ortakyaşam" sözünü ağzınızdan tükürür gibi, iğrenç bir mahluktan bahseder gibi söylüyorsunuz.
لقد حارب كاينين الجواؤلد اكثر مما حيِيتُم و فوق ذلك، انتم تنطقون كلمة متكافل كأنكم تتحدثون عن طفيلي

İkinci Oğullar, daha kötüleriyle karşılaşıp kazanmıştır.
لقد حارب الأبناء الأخرون بظروف أصعب وفازوا.

Velayet için savaştı, polisle, sosyal hizmetlerle bağlantı kurdu.
لقد حارب من أجل الحصول على حضانة إبنه تواصل مع الشرطة والخدمات المُجتمعية

O ülkesi için savaştı! Sonra da gidip bir kumarhane köşesinde öldürüldü!
لقد حارب من أجل بلاده - وتسبب في قتل نفسة بلعبة مقامرة بالشارع -

Babamızla birlikte savaştı ve o olmasa biz hiçbirşeydik.
لقد حارب مع والدنا و سنكون لا شيء بدونه

İkinci Dünya Savaşı'nda dağ komandosu olarak savaştı.
Gebirgsjager لقد حارب في بالحرب العالمية الثانية

Savaşta o da savaştı, zihinsel sorunları yok çocuğun.
لقد حارب بها انه ليس مريضا ذهنيا

Palmer da benim gibi radikallerle savaştı.
لقد حارب (بالمر) المُتطرّفين كما فعلت أنا.

Cesurca savaştı.
لقد حارب ببسالة

İkinci dünya savaşında savaşmış.
لقد حارب في الحرب العالمية الثانية

Çinhindi'nde savaşmış. Sonra da Kuzey Afrika'da, lejyonda.
لقد حارب في (الهند الصينية)، ومن ثم في شمال أفريقيا.

O gerçekten Japonlarla savaşmış.
لقد حارب اليابانيين فعلاً

Uzun zamandır senin adına savaşıyor, ...ama sen onu bu halde bırakıyorsun!
لقد حارب كثيرا من اجلك وانت تتخلى عنه هكذا؟

- Balta ile bir maymunla savaşıyor. - Çinli ile.
لقد حارب القرد, بفأس صغيرة - الصيني -

İkinci Oğullar, daha kötüleriyle karşılaşıp kaçmıştır.
لقد حارب الأبناء الآخرون في ظروف أصعب وفروا.