| Raul Hernandez öldürülmeli, Ama o kadar paranoyak ki yanına kimseyi yaklaştırmıyor. | Open Subtitles | يَجِبُ قَتلُ راؤول هيرنانديز لكنهُ مُرتاب جِداً لَن يَسمحَ لأحدٍ بالاقترابِ مِنه |
| Onun orada olduğunu ve bizi gördüğüne inanmak istemezdim;... Ama o bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لم أكن أصدق إنهُ كان هناك وينظر إلينا لكنهُ قال بأنه يعرف ذلك |
| Ailelerimiz yakındı, Ama o benden 10 yaş büyüktür. | Open Subtitles | عائلتانا أصدقاء، لكنهُ أكبَر مني بعشر سنوات |
| Fakat anlaşılan o ki cesur, ketum ve güvenilir biri. | Open Subtitles | لكنهُ يبدو أيضاً ستكون رجـل شُجاع , حـصيّن وجديّر بالثقة |
| Fakat asla yarış arabası kullanamayacak. | Open Subtitles | ـ انه سيتعدى أمر المشفى لكنهُ لن يخوض سباق السيارات مجدداً |
| Ama bu olayda, belki kötü bir karar veya kötü bir davranış, ona bir ün kazandırmıştır, ve bu öldüğünde ilanın başyazısı olur. | Open Subtitles | لكن حادِثَةً ما، قَرارٌ سيءٌ ما أو تَصَرفٌ سيء و الذي رُبما أعطاهُ دَقيقةً مِن سوءِ السُمعَة لكنهُ سيكونُ عِنوانَ نَعيهِ حينَ مَوتِه |
| Aşırı dozdan sonra iyi gibiydi, ama yine korkunç kâbuslar görmeye başladı. | Open Subtitles | يَبدو أنهُ بخير بعدَ الجُرعَة الزائِدَة لكنهُ يَرى تِلكَ الكوابيس المُريعَة مُجدداً |
| Birine onu sevdiğimi söyledim Ama o şakaymış gibi algıladı! | Open Subtitles | لأني قُمت بإخبار شاب بحُبي له .لكنهُ إعتبر الأمر على أنهُ مزحة |
| Nefes alıyor olabilirdi, Ama o, orada ölmüştü. | Open Subtitles | قد يكونوا تركوة يتنفس لكنهُ مات هناك على أي حال |
| Onun arkasına saklanıyorsun Ama o, düşündüğün gibi biri değil. | Open Subtitles | أنتِ تختبئين وراءه لكنهُ ليس ما تعتقدينهُ |
| Onu daha önce yakalayabilirdik Ama o kurnaz bir şeytan. | Open Subtitles | بالطبع، إعتقدنا بأننا قد نِلنا منهُ من قبل، لكنهُ شيطانٌ ماكر |
| Dört dikiş atmak istediler, Ama o iki tanesini çıkardı. | Open Subtitles | لقد أرادوا ان يعطوه أربع غرز لكنهُ اصر على الحصول على غرزتين |
| Onun her zaman kanunlarla sorunu olduğunu düşündüm, Ama o asla konuşmak istemedi ben de sormamayı öğrendim. | Open Subtitles | إفترضتُ دائماً انهُ كانَ لديهِ مشاكل معَ القانون لكنهُ لم يرد التحدثَ عن هذا ابداً |
| - Tabii ki endişelendiriyor Ama o yetişkin sonuçta. | Open Subtitles | حسناً ، نعم ، ذلِكَ يُقلقُني ، لكنهُ رجُلٌ ناضج |
| Dünyanın uygar bir yer olduğunu düşünürsünüz Fakat vahşi bir ormandır. | Open Subtitles | أنت تعتقد بأن العالم متحضّر , و لكنهُ غابة |
| Belki de çok dürüst ve çok dindar bir adam değildi, Fakat cesur bir adamdı. | Open Subtitles | أنهُ لم يكنّ الرجل الأكثر صدقاً ولا قدسية، لكنهُ كان شجاعاً |
| Biraz içmiş Fakat, sınırın altında. | Open Subtitles | لقد أحتسى زجاجتين، لكنهُ ضمن الحد المسموح للقيادة |
| Fakat bir duvarı bıraktı, dairenin ortasında hem de. | Open Subtitles | لكنهُ تركَ حائطاً واحداً قائم نقطة ميته في وسط الشقة |
| Fakat çok heyecanlıydı ve sonunda gerçek bilimsel değer niteliğinde bir şeyler yayınlayabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لكنهُ كان مهتم للغاية و قال بأنهُ أخيراً يستطيع أن ينشر شيء ذو قيمة علمية حقيقية |
| Gördüğüm kadarıyla odaklı yoğunlaşmış saldırın güç ve hıza sahipti Fakat çok hızlı hareket etmene neden olduğundan rakibinin yapacağı karşı saldırıyı algılayamamana neden oluyor. | Open Subtitles | أستطيع أن ارى هجومكَ الخاص من غير شك يتمتع بالقوة والسرعة لكنهُ يجعلكَ تتحرك بسرعة كبيرة |
| Belki senin gerçeğin değil, Ama bu benim gerçeğim, hergün, 24-7. | Open Subtitles | ربّما ليس واقعك ، لكنهُ واقعي كل يوم. خلال 24 ساعة و 7 أيام. |
| Ve bir şekilde, sahneleri yumuşatmış ama yine de güzel bir resim, hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | و كذلك ، خففت من وطأ الصراعات بعض الشيء لكنهُ تصوير عظيم ستحبهُ |
| - ...ama güvenlik duvarını aşacak kadar yetenekli değil. | Open Subtitles | لكنهُ لم يمتلك المهارة لتجاوز الجدار الناري |