| dinlemek için bir 4:07 daha bekledikten sonra yeteri kadar zaman olmayacak. | Open Subtitles | ستصبح النوافذ صغيرة جداً بعد انتظارنا 4 دقائق و7 ثواني للإستماع إليه |
| İyi tarafından bakarsak 35 yıl boyunca midesinin guruldayışını dinlemek zorunda kalmadınız. | Open Subtitles | على الجانب المشرق، لم تضطر للإستماع إلى صوت معدته لمدة 35 عاماً. |
| Sanırım bunun tek çözümü, birbirimizi dinlemek için daha çok zaman ayırmak. | Open Subtitles | أعتقد الحلّ الوحيد لذلك هو أن نقضي وقتاً طويل للإستماع لبعضهم البعض. |
| Ve sonra konser dinlemeye parka gitmiştik. | Open Subtitles | ثم ذهبنا إلى الحديقة للإستماع إلى الفرقة الموسيقية، |
| Bu nedenle ilk önceliğim, insanları dinlemeye yöneltmekti insanları dinlemeye nasıl yönlendirirsiniz? | Open Subtitles | كان هدفي الأولي جذب الناس للإستماع وكيف تجذبهم للاستماع؟ |
| Herkesi dinlemek istemeni anlıyorum ama dinleme cihazlarını nereye sakladığına dikkat et bundan sonra. | Open Subtitles | أفهم بأن لديك بعض الرغبة المنحرفة للإستماع إلى كل شخص لكن يجب أن تكون أكثر حذراً عندما تخفي حشراتك |
| Aslında şu an böyle bir şey dinleyecek havamda değildim. | Open Subtitles | أنا لم أكن في مزاج للإستماع لهذا الشيء الآن |
| Sanırım bunun tek çözümü, birbirimizi dinlemek için daha çok zaman ayırmak. | Open Subtitles | أعتقد الحلّ الوحيد لذلك هو أن نقضي وقتاً طويل للإستماع لبعضهم البعض. |
| Bana gelip radyodan dinlemek ister misin? | Open Subtitles | أتريد القدوم إلى منزلي للإستماع إليه عبر المذياع؟ |
| Bu eskileri dinlemek için çok ideal. | Open Subtitles | هذه مثالية للإستماع إلى الموضوعات القديمة |
| Bu eskileri dinlemek için çok ideal. | Open Subtitles | هذه مثالية للإستماع إلى الموضوعات القديمة |
| Bazılarını dinlemek için kaput takmak gerek. | Open Subtitles | ملابس غوتا واقية جنسية فقط للإستماع إلى البعض منه |
| Müziği çok seviyor, muhtemelen müzik dinlemeye gidiyoruz. | Open Subtitles | إنه يحب الموسيقى , لذا الأرجح سنذهب للإستماع إلى الموسيقى |
| İnsanları sürekli şu gizli ajan koruma servisi hikayelerini dinlemeye zorluyorsun. | Open Subtitles | انت لديك القوة لجذب الاخرين للإستماع الى قصصك عن المرتزقة. او الجواسيس. |
| Açıkçası, beni dinlemeye hazır değilsin. Bu yüzden gidiyorum. | Open Subtitles | من الواضح أنكِ غير جاهزة للإستماع لذا سأذهب |
| Kulübe yeni gelen müzik grubunu dinlemeye götürebilirim sizi. | Open Subtitles | يمكن أن نذهب جميعا إلى النادي للإستماع إلى الفرقة الجديدة |
| Çek Çıkar, 26 dinleme yeri var. Tümünü kontrol et. | Open Subtitles | أيها الساحب , هناك ستة و عشرين مركزاً للإستماع , تفقدهم الآن |
| Senin umutlarını dinleyecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدين وقت للإستماع إلى امنياتك |
| İyi niyetinle kendine yöneltilen suçlamaları duymaya geldi. | Open Subtitles | لقد أتى بحسن نية الى هنا للإستماع للتهم الموجهة اليه. |
| Babam salağın teki olduğunu ve seni dinlemem gerekmediğini söylüyor. | Open Subtitles | أبي يقول إنك أضحوكة ولست مضطرة للإستماع إليك |
| Eğer beni biraz dinlersen senin için bazı cevaplarım olabilir. | Open Subtitles | ليس حتى تسمعيني إن كان لديكِ وقت للإستماع لربما لديّ بعض الأجوبة لكٍ |
| - Dinlediğin için sağ ol. - Tamam. Eğer becerebilirsen Ann'e iyi dileklerimi ilet. | Open Subtitles | شكراً للإستماع إذا يمكن أن تعطي آن أفضل |