| Hiçbir ülkenin ilgilenmek istemediği bu kişilerle uğraşmak için halihazırda prototipi deniyoruz. | Open Subtitles | نحنُحالياًنقمبإختبارنموذجاًأوليّاً.. للتعامل مع أشخاص لا تريد أيّة حكومة يكونون سجناء رسميين لديها. |
| Yaptığımız şeyle başa çıkmak için bir yol bulmak zorundayız. | Open Subtitles | سيجب على جميعنا أن نجد طريقةً للتعامل مع ما فلعناه |
| Bununla başa çıkacak gücüm var. Bunu yapacak gücüm var. | Open Subtitles | .لديًّ القوة للتعامل مع هذا .لدَيًّ القوة للتعامل مع هذا |
| Bununla 2 hafta uğraşacak mıyım? | Open Subtitles | هل انا مضطره للتعامل مع هذا للاسابيع القادمه ؟ |
| Açıkca görülüyor ki, bunu halletmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | من الواضح أنه هناك طريقة واحدة للتعامل مع هذا الموقف |
| Direk yüzüne gül, bunla başa çıkmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | اضحكي في وجهه، إنّها الطريقة الوحيدة للتعامل مع هذا الأمر |
| Çünkü biz ahmak, uzun beyaz önlüklü doktorlar bununla uğraşmak için eğitildik, bununla değil. | TED | مرة أخرى، لأننا معشر الأطباء الحمقى ذوو المعاطف الطويلة البيضاء قد تم تدريبنا وكتعويذة للتعامل مع هذا، لا مع هذا. |
| O bir fizyoterapist... ofis dışında işlerle uğraşmak zorunda değil. | Open Subtitles | إنها معالجة طبيعية. هي لا تريد الاضطرار للتعامل مع ذلك خارج مكتبها. |
| Uzun saatler, sürekli stres, ölümle uğraşmak.. | Open Subtitles | الساعات الطويلة,الضغط المتواصل وتضطر للتعامل مع الموت |
| Ve gerilim yükseldiği zaman, zaten o diyaloğu kurmuşlardı ve bu farklı sorunlarla başa çıkmak için bir kuvvetti. | TED | وعندما يزداد التوتر, يكونو قد بدأوا ذلك الحوار وذلك مصدر قوة للتعامل مع القضايا المختلفة |
| Bu tür şeyleri aşmak için gerçekten çok uğraşıyoruz, o yüzden de sahne heyecanıyla başa çıkmak için yeni bir yönteme ihtiyacımız var. | TED | أقصد أننا نحاول بجد التخلص من عادات كهذه لذا يلزمنا طرق جديدة للتعامل مع مشكل التوترعلى الخشبة |
| Bu sorunlar ile başa çıkmak için gereken kaynakların kıtlığı gittikçe büyüyor. Bugün, son derece gelişmiş bir dünyada tüm bu mali sorunlar ile karşı karşıyayız. | TED | تأمين المصادر للتعامل مع هذه المشكلات هو فقط للنمو بالتأكيد في العالم المتقدم اليوم مع كل المشاكل المالية التي تواجهنا |
| Ama biz, gerçekten de bunları Amerika'daki sağlık felaketleriyle başa çıkacak şekilde geliştirmedik. | TED | لكننا لم نقوم بتطويرها حقاً للتعامل مع الكوارث الصحية الأمريكية، حسناً؟ |
| Sanırım şu anda böyle hissediyor olmalısın ve benim de bununla uğraşacak zamanım yok. | Open Subtitles | أعتقد أنك الآن فقط تريد أن تكون هكذا وليس عندى المساحة الكافية للتعامل مع ذلك |
| Yapmayın, bunu halletmenin daha kolay bir yolu vardır mutlaka. | Open Subtitles | هيا. لابد أن يكون هناك طريقة أفضل للتعامل مع هذا. |
| Bu problemle başa çıkmanın bir yolu caydırıcılıktır: | TED | الآن , أحد الطرق للتعامل مع هذه المشكلة هي عن طريق الردع : |
| Sonra da seks suçluları, homoseksüellik, hamilelik ve çocuk düşürmeyle ilgili 9 kitap. Ve sanat, cinsel bakış açısından hazırlanmış olacak. | Open Subtitles | ثم تسعة كتب للتعامل مع مرتكبي الجرائم الجنسية، الشذوذ الجنسي، الحمل و الاجهاض |
| Sonra acıyla baş etmek için kendi yöntemlerimi bulmaya başladım. | Open Subtitles | بعد ذلك بدأت أبحث عن طرق أخرى للتعامل مع الألم |
| Çok az doktor var ve açıkçası, bu ülkeler bu çeşit salgınlarla başa çıkabilecek kaynaklara da sahip değiller. | TED | هناك القليل جداً من الأطباء وبكل صراحة، هذه البلدان ليس لديها الموارد المطلوبة للتعامل مع مثل هذه الأوبئة. |
| Karmaşıklıkla başa çıkabilmek için, alışılmışın dışında bir sistemi geliştirmek için, basit kurallara dayalı akıllı yalınlık yaklaşımı dediğimiz şeyi yarattık. | TED | لذا للتعامل مع التعقيد، لتحسين نظام جديد، فقد أنشأنا ما نسميه بأسلوب البساطة الذكية المرتكز على قواعد بسيطة. |
| Ancak, New York'un en iyi eğitimlileri dahi Alfaların üstesinden gelemez. | Open Subtitles | حتى الافضل في نيويورك لم يتم تدريبهم بالتحديد للتعامل مع الالفا |
| Tabi ki itirafla uğraşmanın da yolları vardır ama bu güzel! Düşünecek daha az şey var demektir. | Open Subtitles | بالطبع هناك طرق للتعامل مع الاعتراف، ولكن هذا أقل اهتماماتنا الآن. |
| Zirve toplantısı ve rehine durumu arasında, bununla ilgilenecek bir durumda değil. | Open Subtitles | بين القمّة و الوضع السئ للرهائ هو ليس فى حالة ذهنية مناسبة للتعامل مع الأمر إلى جانب .. |
| Durumu halletmek için güçlerimizi birleştirmeyi konuşalım. | Open Subtitles | دعنا نتحدث عن الانضمام إلى القوات للتعامل مع المواقف |
| İyimserim çünkü sorunlarımızla başa çıkma kapasitemiz hayal ettiğimizden çok daha fazla. | TED | إنني متفائل لأنني أعتقد أن قدرتنا للتعامل مع مشاكلنا هي أكبر بكثير مما نتخيل. |