| oda için günlük 4 dolar ödeyebilirim. | Open Subtitles | وأستطيع أن أدفع 4 دولارات في اليوم للغرفة |
| - Ama oda için param yok. | Open Subtitles | واقامة علاقة معي ، ولكني ليس لدي أي أموال للغرفة. |
| Yani, o odanın fiziksel alanı hakkında düşünmelisin, anladın mı? | Open Subtitles | اعني , يجب ان تفكر في الأشياءالملموسة للغرفة كما تعرف |
| odanın arkasında, aralarında enerji tutabilen görünmez kulelerden oluşan bir havza var. | TED | في الجزء الخلفي للغرفة هنالك حوض مصنوع من أبراج مخفية يمكنها أن تحوي طاقةً بينها. |
| Benimle öbür Odaya gelirsen, sana fikrimi gösteririm... sen de seninkini gösterirsin. | Open Subtitles | إذا أتيت معي للغرفة .. الأخرى سوف أريك فكرتي إذا أريتني فكرتك |
| Bizi odasına geri götürecek ve böylece herkese büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyebileceksin. | Open Subtitles | و هو سيأخذنا للغرفة و أنت ستخبر الجميع أن هذا كله كان فقط خطأ كبير |
| odayı temizlerken şarap kadehini fark ettiniz mi? | Open Subtitles | اثناء تنظيفك للغرفة, هل لاحظت كأس النبيذ ؟ |
| Burda yaşadığımı kimse bilmez, bu yüzden biri geldiğinde hemen odama giderim. | Open Subtitles | لا أحد يعلم أنني أعيش هنا وعندما يأتينا زيارة أذهب للغرفة |
| İkimizin karışımından iyi bir oda arkadaşlığı çıkabileceğine inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تؤمن بالتشابه الذي بيننا انت افضل رفيق للغرفة |
| oda için ödenen parayı size geri ödemek için büroya gerçekten gitmem lazım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أحصل على المكتب حقا لتعويضك للغرفة واللوحة. |
| Onun yeni oda arkadaşı benim. Biz çılgın üniversite kankasıyız. | Open Subtitles | لديه بالفعل زميل للغرفة ، أنا نحن ثنائي مجنون من مجانين الجامعة |
| Bu noktanın cinayetin gerçekleştiği odanın açık penceresi olduğunu düşünelim. | Open Subtitles | لنفرض أن هذه النقطة هي النافذة المفتوحة للغرفة حيث تم القتل. |
| Dahası, odanın tek girişi şuradan. Yani pencereler dışında, sanırım. | Open Subtitles | و هذا هو المدخل الوحيد للغرفة بإستبعاد أمر النافذة |
| - Evet. - Her zaman odanın diğer tarafına geçmek istemiştim. | Open Subtitles | عظيم، لطالما أردت أن أزور الجانب الآخر للغرفة |
| Hayır, hayır, Odaya geliyorum ve hiçbir şey bıraktığım gibi değil. | Open Subtitles | لا، لا، أنا فقط جِئتُ للغرفة وكل شيء ليس كما تركته |
| Odaya maskesiyle girer ve boynuma taktığı o şeyi kontrol ederdi. | Open Subtitles | يأتي للغرفة وهو يضع قناعاً، ليتحقق من تلك الآلة التي بعنقي |
| Ben de telefonumu alıp diğer Odaya geçeyim de birbirimizle mesajlaşalım bari. | Open Subtitles | ربما يجب أن أحضر هاتفي بإمكاني الذهاب للغرفة الأخرى وبإمكاننا مراسلة بعضنا |
| Bizi odasına geri götürecek ve böylece herkese büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyebileceksin. | Open Subtitles | و هو سيأخذنا للغرفة و أنت ستخبر الجميع أن هذا كله كان فقط خطأ كبير |
| Kafamda, düşünüyordum eger o gece... odasına gitmeyip olanları anlatmasaydım. | Open Subtitles | في داخلي ، أتخيل مالذي سوف يحدث .. إذا ما ذهبت للغرفة و أخبرته |
| Doktor Kalarjian, mavi kod. 6 numaralı doğum odasına. | Open Subtitles | الرجاء من الدكتور كلارجين الحضور للغرفة رقم 6 |
| Peki, sen odayı yenileme işine bak. | Open Subtitles | حسناً, انتِ قومي بالتجهيزات المبالغ فيها للغرفة |
| Bana sadece odama çıkıp, kız arkadaşımı almama izin ver , tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، حسناً دعوني أذهب للغرفة لجلب صديقتي |
| Ben odadan çıkmadan önce kapatmıştım. | Open Subtitles | لماذا قلتِ ذلك ؟ لقد أغلقتها قبل مغادرتى للغرفة |
| Ben Yoşimi Matsubara, 305. numaraya yeni taşındım. | Open Subtitles | أنا يوشيمي ماتسوبارا انتقلت للتو للغرفة 305 |
| Diğerleri de yeni keşfedilmiş masumluğuna tanık olabilsin diye hanımefendiyi ortak salona götürün. | Open Subtitles | خذيها للغرفة المشتركة كي يرى الآخرين منظرها الجديد وفي المرة القادمة اطرقي الباب |
| Kapısı olmasa da burası benim bölgem. Tamam mı? Ben senin odana girip testere tezgahı kurmuyorum. | Open Subtitles | ربما لا يوجد باب للغرفة و لكن هذه غرفتي و لن أذهب إلى غرفة نومك إلا إذا كنت مضطراً لهذا |