| Yazılarınızı okuyorum. Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | لقد قرأت كل مقالاتك تقريباً أنا سعيد للقائك |
| - Tanıştığımıza sevindim. | Open Subtitles | و استخدامك لمؤسستنا إنني مسرور للقائك جون |
| Sizinle tanışmak mutluluk verici.Tekrar geleceğim. | Open Subtitles | إننى مسرور للقائك يا سيدى وسأعود مرة أخرى بالتأكيد |
| Nihayet seninle tanıştığıma memnun oldum ve son mektubunda bir şey oldu diye yazmıştın. | Open Subtitles | أنا سعيد للقائك أخيرًا وأنتِ كتبتِ في رسالتك الاخيرة أن هناك ما وقع، ما هو؟ |
| Sizi görmek ne zevk. Bayan Steele'i tanıyorsunuz elbette. | Open Subtitles | كم أنا مسرورة للقائك أنت تعرف الآنسة ستييل بالتأكيد |
| Kauçuk mermiydi. Seninle tanışmayı uzun zamandır bekliyorduk, Kyle. | Open Subtitles | ...انه رصاصة مطاطية لقد انتظرت طويلا للقائك كايل... |
| Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama şuna bir bak. Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | آسف علي ازعاجي، لكن تفقد هذا سعدت للقائك |
| Tanıştığımıza memnun oldum. Senaryoyu zevkle okudum. | Open Subtitles | سعيده للقائك , لقد استمتعت وانا اقرأ النص |
| Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | - تسعدني رؤيتك. - سعدت للقائك يا "سامانثا". |
| Böyle acılı bir anınızda Tanıştığımıza üzgünüm, bayan. | Open Subtitles | انا اسف للقائك فى هذا الوقت الصعب |
| Karım Christine'i tanıdığını sanmıyorum. Sizinle tanışmak çok güzel. | Open Subtitles | سررتُ للقائك للغاية، إني معجبة بعملكِ جداً |
| Sizinle tanışmak güzel. Vay. Burası çok ilginç. | Open Subtitles | سعيدة للقائك هذا المكان مثير جدا للاهتمام |
| Seninle tanışmak güzeldi. Telefonumu almadığımı fark ettim. | Open Subtitles | سعدت للقائك. اسمع، أدركت أنني لا أملك هاتفي. |
| Sizinle tanıştığıma sevindim yüzbaşı. | Open Subtitles | حسناً , أنا مسرورٌ للقائك يا كابتن |
| Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum. Limonlu viski lütfen. | Open Subtitles | أنا أيضا سعيده للقائك بالتأكيد |
| Sontee Jenkins adında biri sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | سيد ولنجتون , هناك انسة سونتي , هنا للقائك |
| Arkadaşlarımız seni görmek istiyorlardı ama, can atıyorlar. | Open Subtitles | أصدقاؤنا خططوا فعلاً للقائك إنهم يعتمدون على ذلك |
| Hepimiz sizinle tanışmayı dört gözle bekliyorduk Bay Branson. | Open Subtitles | لكننا جميعاً نتطلع كثيراً للقائك سيد "برانسون" |
| Sizle bizzat tanışmayı dört gözle bekliyorum Profesör. | Open Subtitles | أتحرق شوقًا للقائك شخصيًا يا بروفيسور. |
| Evet, birkaç hafta önce. Sizi görmeye gelmiş. | Open Subtitles | أجل، قبل أسبوعين، قاد سيارته إلى هنا للقائك. |
| Benimle burada buluştuğun için teşekkürler. Tabii, mesele nedir? | Open Subtitles | شكرا لك للقائك بي هنا- لا مشكل، ما الخطب؟ |
| Güzel, çünkü gördüğün üzere seninle tanışmaya can atan bir sürü kişi var. | Open Subtitles | جيد، لأنه كما ترين ثمة أناس كثيرون متشوّقون للقائك. |
| Dün gece buluşmaya gittim ve sen gelmedin. | Open Subtitles | ليلة أمس ذهبت للقائك وأنت لم تكن هناك |
| Görüştüğümüze sevindim Bn. Gruen. | Open Subtitles | سعيد جدا للقائك سيدة جروين |
| Ama "Günaydın anne, Seni gördüğüme sevindim" demedin. - Günaydın, anne. | Open Subtitles | لكن ماذا عن , " صبح الخير امي " سررت للقائك |
| Sizinle görüşmeyi çok istiyordum. | Open Subtitles | تقت كثيراً للقائك. |