| Bizim yavru kuçuyla içli dışlı olduğunuzu fark etmedim sanma. | Open Subtitles | أتظنين أني لم ألاحظ أنك واللطيف تتقربان من بعضكما البعض |
| Gözlerin mavi. Gözlüklerin varken fark etmedim. | Open Subtitles | لديك عينان زرقاوتان لم ألاحظ ذلك بسبب نظّارتك |
| Bunu daha önce fark etmemiştim ama cildin yapış yapışmış. | Open Subtitles | تعرفين، لم ألاحظ هذا من قبل لكن جلدك دبق جدا |
| Bak Biff, ben arabayı kullanırken... bir sorunu olduğunu hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | إننى لم ألاحظ يابيف... أن السيارة بها أى... كشافات مكسورة عندما قدتها. |
| Saratoga'da, hiç öğle uykusuna yatan Yanki kızları görmedim. | Open Subtitles | عندما كنا في ساراتوجا لم ألاحظ أن فتيات الشمال يقيلن |
| Bay Knightley'in bu kadar erkenden gideceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم ألاحظ ان السيد نايتلي كان سيغادر مبكرا |
| Deneylerle meşgul olduğum için geri döndüğünü fark etmemişim. | Open Subtitles | كنت منشغلاً للغاية بهذه التجربة لم ألاحظ أنك عدت حتى |
| Mikrofon açık olmamalıydı. Beni duyduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون المكبر مغلقاً لم ألاحظ أنها بامكانها سماعي |
| Yine aptalca bir şey söyledi, ve ben fark etmedim bile. | Open Subtitles | لقد طرحت فكرةً غبيةً مجدداً وحتى أنني لم ألاحظ ذلك |
| Eğer aramızdaki bu elektriği fark etmedim dersem yalan olur. | Open Subtitles | سوف أكون كاذبة اذا قلت أننى لم ألاحظ أن هناك طاقة بيننا |
| Gösteriye kendimi o kadar kaptırmışım ki fark etmedim bile. | Open Subtitles | كنت متحمسة أثناء العرض لدرجة لم ألاحظ ذلك |
| Buralardaki garsonların bu şekilde günlük üniformaları olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | لم ألاحظ أي نادلين هنا يرتدون ملابسهم الإعتيادية. |
| Buraya geldiğimizde nasıl küçümseyerek baktığını fark etmedim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن بأني لم ألاحظ كيف تصبح متعالي عندما نأتي إلى هنا ؟ |
| Şimdiye kadar senden şüphelenmiş ama işe yaramaz sezgilerim yüzünden fark etmemiştim. | Open Subtitles | لقد كن حتى الآن شاكاً فيك ولكن لم ألاحظ, بسبب مهارات المرواغة العالية |
| - Hiç saçı yok. - Tanrım, bunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | ــ ليس لديه شعر ــ لم ألاحظ ذلك، ليرتدي شعر مستعار |
| Bu kadar güzel ve küçük adımların olduğunu hiç fark etmemiştim Roz | Open Subtitles | إعذراني ! روز .. أنا لم ألاحظ أبداً كم مشيتك مرحه قيلاً |
| 3:25'te geldi. Gidişini görmedim. | Open Subtitles | لقد رجع في الثالثة وخمس وعشرين دقيقة لم ألاحظ أنه رحل |
| Kamp işinin içinde kamp gezisi olduğunu bilmiyordum, bunu yeniden planlamamız gerek. | Open Subtitles | ولكننى لم ألاحظ أن التخييم يتضمن رحلة للتخييم لذا علينا أن نعيد الجدولة |
| Kaptan, bu biraz utanç verici çünkü daha önce fark etmemişim ama ittirdiğim kolun bir kademesi falan daha varmış. | Open Subtitles | من سكوتي إلى الجسر هذا هذا محرج قليلاً ولكن تعلم لم ألاحظ |
| Hiç fark edemedim ama ekibini yavaş yavaş kurdu ve emri altına aldı. | Open Subtitles | لم ألاحظ ابداً ان له يكون عصابته شيئأً فشيأً والأن هو يمتلكهم |
| O zaman tekrardan, benimle birlikte yaşamak istemediğini de farketmemiştim. | Open Subtitles | إذا مجددا, أنا لم ألاحظ أنكِ لاتريدين العيش معي أيضا |
| Eğer Jeff çok işiyorsa bile bunun Farkında değilim. | Open Subtitles | حسنا لم ألاحظ جيف يقوم بكمية غير طبيعية من التبول |
| Evet, bu dikkatimi çekmemişti, ama sanırım haklısın. - Hayranı mısınız? | Open Subtitles | اجل، لم ألاحظ ذلك ولكني اعتقد انك على حق |
| Yusufçukları farketmedim; belki oradalardı, belki değillerdi. | TED | لم ألاحظ اليعاسيب; ولا أهتم بوجودها من عدمه. |
| Bu apartmanda tuhaf şeyler oluyor. farketmediğimi sanma. | Open Subtitles | هناك شيء غريب في هذا المبنى لا تظن أني لم ألاحظ |
| Daha önce derelerin böyle harika bir ses çıkardığının farkında değildim. | Open Subtitles | أنا لم ألاحظ أبدآ أنغام هذا الجدول الجميل |