"لم يرد" - Translation from Arabic to Turkish

    • istemedi
        
    • istemiyordu
        
    • istemiyor
        
    • istememişti
        
    • istememiş
        
    • cevap vermedi
        
    • cevap vermiyor
        
    • açmadı
        
    • geri dönmedi
        
    • istedi
        
    • gelmedi
        
    • istemedik
        
    • istemediği
        
    Böyle olmasını kimse istemedi. Böyle olacağını nereden bilebilirdik? Çünkü bizim işimiz "Bilmek". Open Subtitles لم يرد احد هذا , وكيف لنا ان نعرف لانه عملنا ان نعرف
    Seni başka bir davaya sürükleyip aleyhine ifade vermeye zorlamak istemedi. Open Subtitles لم يرد أن يضعك في محاكمة أخرى ليجبرك على الشهود ضده
    Fiziksel olarak zarar gördüğü için Will, Craig'e karşı işlenen suçun nefret suçu olduğunu varsaydı ve ölümünün medyada olay olmasını istemedi. Open Subtitles بسبب القسوة الجسدية الشديدة التي عاناها ويل إفترض ان كريغ كان ضحية جريمة كراهية و لم يرد لوفاته ان تصبح مهرجانا إعلاميا
    Ve, o anda dahi, yapmakta olduğu şeyin ne olduğunun kendisine anımsatılmasını istemiyordu. TED وحتي في لحظة وحشيته لم يرد أن يذكره أحد بوحشيته أو بما يفعله
    Madem kızla yaşamak istemiyor, ne düşündüğünü söylesin o zaman. Open Subtitles حسنا، ان لم يرد العيش معها فليخبرها اذا بما يشعر
    Önceden Sophie'yi de istememişti değil mi? Ama şimdi istiyor. Open Subtitles لم يرد صوفي قبل اليوم، لكنه أرادها الآن، لماذا ؟
    Eski ortağı tanınmasını istememiş gibi. Open Subtitles وكأن شريكه السابق لم يرد أن يتم التعرف عليه
    Üzgün ve sarhoş göründüğümü söyledi ve bundan faydalanmak istemedi. Open Subtitles قال انني حزينة ومحبطة وانه لم يرد ان يستغل ذلك
    Tanrı bunun olmasını istemedi, ve bunun için mükafatlandırıldım Tanrı beni cezalandırmadı. Open Subtitles لم يرد الرب لذلك أن ،يحدث، وكنت سعيدة بذلك ولم يعاقبني الرب
    Hiç bu işlerden sıyrılmak istemedi. - Sıkıntı yok. Geri dönmek istiyor. Open Subtitles لم يرد الخروج من اللعبة أصلاً لا خوف منه، يريد العودة إليها
    - Seni bırakmak istemedi ama acelesi olan bir mesele çıktı. Open Subtitles ,لم يرد تركك لكن شيئاً غير متوقع طرأ .ولا يحتمل الانتظار
    Birinin rejime karşı bir harekette bulunacağı zamana kadar beklemek istemedi. TED لم يرد الانتظار حتى يحاول شخص الاعتداء على النظام.
    Ve hepimiz projeyi reddettik. Bağışçıların hiçbiri adlarının bu projeyle anılmasını istemedi ve bu uygulanan ilk projeydi. TED و رغما من رفض الجميع لهذا المشروع و لم يرد أحد من المتبرعين أن يرتبط إسمهم به, بالرغم من هذا كان أول مشروع يتم تنفيذه.
    Ya da bir başka ailesi yoktu. Belki hiç aile istemiyordu. Open Subtitles أو ربما ليس هناك عائلة ثانية ربما لم يرد ابدا عائلة
    Herkes bildiğinde, bir şey yapmak isteyeceklerini düşünmüştü, ama aslında kimse bilmek istemiyordu. TED ظنَّت بأنه عندما يعلم، سوف يريدون أن يقوموا بعمل شيء ما، لكن في الواقع لم يرد أحد أن يعرف.
    Okul muduru bir hukuk mucadelesine girmekten cekindigi icin ebeveyne karsi gelmek istemiyordu. TED المدير لم يُرِد الوقوف في وجه الأم لأنه لم يرد التورط في بعض الإجراءات القانونية أكثر من ذلك.
    Çünkü ailesinin tasarladığı şeyden şüphelenmesini istemiyor. Open Subtitles لأنه لم يرد أن تشك أسرته فيما كان ينوى فعله يفعل ماذا؟
    Ya konudan haberdardı ya da renk vermek istememişti. Open Subtitles : لدرجة أننا بدأنا نتساءل هل كان يعرف بالأمر مسبقاً ؟ أم أنه لم يرد أن يُظهر رد فعل أو أعتبار لما توصلنا اليه ؟
    Hikâyeye göre, vücudunu kimsenin parçalamasını istememiş. Open Subtitles لماذا؟ الأقاويل أنه لم يرد أن تـُكرم جثته
    Albay Blake, General Hammond telefona cevap vermedi. Open Subtitles كولونيل بليك، لم يرد اللواء هاموند على الهاتف.
    Hala cevap vermiyor. Bir mesaj daha bıraktık. Open Subtitles لازال لم يرد على تليفونه لقد تركت رسالة أخرى
    Yakov, seninle görüştükten sonra telefonunu açmadı. Open Subtitles بعد مقابلتك لياكوف لم يرد على الاتصال التليفونى التالى
    Ama geri dönmedi, geri dönse bile, gitmeme asla izin vermez. Open Subtitles لم يرد علي لكن حتى لو فعل سيخبرني ان لا اذهب
    Senle konuşmak istemişti! Benle ne zaman konuşmak istedi ki şimdi konuşsun? Open Subtitles بلى كان يريد لم يرد ان يتحدث أبداً معي, لم يفعل أبداً
    Ona mesaj gönderdik, ama henüz cevap gelmedi ki, bu onun için pek normal değil. Open Subtitles لقد بعثنا له برسالة ولكنه لم يرد وهو أمر غير طبيعي بالنسبة له
    O gece başka bir şey daha değişti. İkimiz de sevişmek istemedik. Open Subtitles تلك الليله, شيء آخر تغير لم يرد أياً منا ممارسة الحب
    Sorun şu ki, bulunmayı istemediği taktirde, kelimenin tam anlamıyla sırra kadem basabiliyor. Open Subtitles المشكلة هي إذا لم يرد أن يعثر عليه يمكن أن يختفي بشكل حرفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more