| Hayatım boyunca hep çok çalıştım, hiç tatile vaktim olmadı. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً أعمل كثيراً, لم يكن عندي وقت للعطلات |
| Seninle tanışana kadar ne istediğim konusunda hiç bir ipucum yoktu. | Open Subtitles | . لم يكن عندي أدني فكرة عما أُريده قبل أن أُقابلك |
| Açık deniz demirlerinin neye benzedikleri hakkında hiç bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | تعرف، لم يكن عندي فكرة عن ما يبدو ذلك الشيئ. |
| Bu hayatı ne sana ne de başkasına zorla yaşatmaya hakkım yok. | Open Subtitles | لم يكن عندي الحق لإجبارك أو إجبار أي شخص آخر على هذه الحياة |
| Üzgünüm ama oyun oynayacak vaktim yok ve bu kelepçeler de beni durduramaz. | Open Subtitles | نعم ، انا اسف . انا حقا لم يكن عندي وقت للالعاب . وهذه الاصفاد, هم لن يوقفوني. |
| hiç kötü düşüncem olmadı. Yemin ederim. Dün ölmüş olsaydım temiz olacaktım. | Open Subtitles | لم أحظى بأفكار سيئة أبدا، أقسم بالله بأنني لم يكن عندي أفكار سيئة أبدا |
| Kendimi savunmaya çalıştım, ama hiç şansım yoktu. | Open Subtitles | كمحاولتالدفاععننفسي ، لكن لم يكن عندي فرصة |
| - Dördüncü gemiden hiç haberim yoktu benim. - Evet, Santa Cristina. | Open Subtitles | لم يكن عندي أي فكرة بأنه يمتلك سفينة رابعة نعم ، سفينة سانتا كريستينا |
| Soğuk kanlı katil olduğundan hiç şüphem yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عندي أي شكّ في أنها كانت قاتلة بدم بارد |
| hiç beklentim olmasa da ekibine katılmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت الإختبار لك حتى اذ لم يكن عندي توقعات. |
| Onu götürdün ve neredesiniz, iyi mi değil mi... hiç bir fikrim yoktu. | Open Subtitles | أخذتها,و لم يكن عندي فكرة اين كنتِ إذا هي بخير,وأنتِ فقط |
| Arabam yok. O beni hep karavanıyla alırdı. | Open Subtitles | لم يكن عندي سيارة كانت توصلني بسيارتها |
| Ve hiç kardeşim yok yada o kadar yakın olan birileri | Open Subtitles | لم يكن عندي أقرباء في ذلك البلد |
| Ama bu konuda hiç deneyimim yok. | Open Subtitles | لكن، ترى أنا لم يكن عندي تجربة حقيقية |
| Ama, bakın, benim hiç deneyimim yok. | Open Subtitles | لكن، ترى أنا لم يكن عندي تجربة حقيقية |
| Hayır, kitap okumaya zaman yok. | Open Subtitles | لا ، ولكن لم يكن عندي وقت أبدا للقراءة |
| Tanrı'yla her zaman kişisel bir bağlantım olmadı. | Open Subtitles | حسنا , لم يكن عندي دائما علاقة قوية وشخصية مع الرب |
| Terbiyecilik yaptığım bunca yıl boyunca bunun gibi koşmayı seven bir atım hiç olmadı. | Open Subtitles | في مجمل سنواتي من التدريب لم يكن عندي على الإطلاق حصان يحب أن يجري بالطريقة التي يفعلها |
| Fry yerini bana verdi, ve ona teşekkür edecek zamanım bile olmadı. | Open Subtitles | لا أصدق هذا, فراي تخلى عن مقعده لأجلي و لم يكن عندي فرصه لأشكره حتى |