| Hayır, biz sadece olaysız bir sabah geçirdiğinizden emin olmak için buradayız. | Open Subtitles | لا ، نحن هنا لنتأكد من أنكم ستحظون بصباح خال من الجرائم |
| Ama tam emin olmak için senin de beni vurman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن الطريقة الوحدية لنتأكد من ذلك هي أن تطلق النار علي |
| Omurilik sıvının nüksetmemesine emin olmak için gözlemlemeye devam ediyoruz. | Open Subtitles | ويجب أن نراقبها لنتأكد من عدم عودة سائل الحبل الشوكي |
| Siz anlaşma teklif etmeden önce doğru adamı yakaladığımızdan emin olalım. | Open Subtitles | لنتأكد من حصولنا على الرجل الصحيح قبل أن تقدمي له صفقة |
| Her şeyin doğru şekilde ayarlandığından emin olalım. Bekle, Aaron. Dur. | Open Subtitles | لنتأكد من أن كل شيء معد أولاً انتظر آرون، انتظر |
| İyi olduğunuzdan emin olmamız gerek. | Open Subtitles | سيدي سوف نوصلك إلى العرض,لنتأكد من أنك على ما يرام,حسنا؟ |
| Bir göğüs tüpü bulup diğer yaraların daha fazla hasar oluşturmadığından emin olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجبُ أن ندخلَ أنبوبةً صدرية لنتأكد من أنَّ الجروحَ الأخرى لم تلحق بهِ ضرراً آخرَ |
| Ama bundan kesinkes emin olmak için bence beni tatmin etmen gerek. | Open Subtitles | لكن لنتأكد من عدم وقوع ذلك أظن بأن عليك أن تلعقي لي |
| İntestinal daralma olmadığından emin olmak için baryum lavmanı yapmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نحقنها شرجياً بالباريوم لنتأكد من عدم وجود تضييق داخلي |
| Her şeyi normal olduğuna emin olmak için birkaç test yapacağız. | Open Subtitles | سوف نخضعك لعدة اختبارات لنتأكد من أن كل شيء كما يرام |
| Ama emin olmak için asıl rotamız olan 140'a dönmeden önce, bir süre bu rotayı koruyacağız. | Open Subtitles | لكن لنتأكد من هذا سنثبت على خط السير لفتره قبل أن نعود لخط السير 140 |
| Diğer Lordların doğru şekilde oy verdiklerinden emin olmak için yeni bir Lord atamak akıllıca olabilir. | Open Subtitles | سيكون من الحكمة لو وضعنا لورداً جديداً، لنتأكد من أن اللوردات سيسيرون كما نريد |
| Efendim, teftiş yapan subaya dolu silah vermediğimden emin olmak için efendim! Beşinci emir nedir? | Open Subtitles | لنتأكد من أن ضابط التفتيش لم يتسلم بندقية معمرة بطلقة في مجراها يا سيدي |
| Biz daha az iş var emin olmak için bir çok bıraktım. | Open Subtitles | لقد تخلينا عن الكثير لنتأكد من جعل عملك أقل |
| Film çekip her şey yolunda mı emin olalım | Open Subtitles | حسناً إذهب و اطلب صورة شعاعية لنتأكد من ذلك |
| İlk önce doğru kişiden bahsettiğimizden emin olalım. | Open Subtitles | لنتأكد من أننا نتحدث عن الشخص الصحيح أولاً. |
| Tamam, portala inelim. Hiçbir şeyin değişmediğine emin olalım. | Open Subtitles | حسناً ، دعينا نذهب للبوابة لنتأكد من عدم حدوث شيء |
| Hadi bu kartların daha fazla sorun çıkarmayacağından emin olalım. | Open Subtitles | إذاً لنتأكد من أنّ تلك البطاقات لن تسبب بالمزيد. |
| Burada bekleyin. Gözetim altında tutup iyi olduğunuzdan emin olalım. Güvenli olduğunda sizi içeri alırız. | Open Subtitles | حسنًا, فقط ابقَ هنا, سنبقيك تحت ملاحظتنا لنتأكد من أنك بخير |
| - İşi kendi bildiğimiz şekilde hallettiğimizden emin olmamız lazım. | Open Subtitles | -نريد كل الأسباب لنتأكد من نجاح مهمتنا |
| - İşi kendi bildiğimiz şekilde hallettiğimizden emin olmamız lazım. | Open Subtitles | -نريد كل الأسباب لنتأكد من نجاح مهمتنا |