| Bir başka deyişle, bu birbirimizi bir daha görmeyeceğiz demek oluyor. | Open Subtitles | بمعنى اخر هذا يعنى اننا لن نرى بعض بعد الآن |
| Olur da dışarı çıkarsak, birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz. | Open Subtitles | من المحتمل أنه حينما نكون بالخارج لن نرى بعضنا البعض مجدداً |
| Ve bu değişimi, bu sistemde göremeye göremeyeceğiz. | TED | و لن نرى ذلك التحول في هذا النظام في اي وقت قريباً |
| Belki de bu gece parayı bölüşüp ayrıldıktan sonra... birbirimizi bir daha göremeyeceğiz. | Open Subtitles | على الأرجح لن نرى بعضنا ثانيةً بعدما نقسم المال |
| Belki birbirimizi bir daha hiç görmeyiz. | Open Subtitles | ربما لن نرى بعضنا ثانية |
| Durum bu. Birbirimizi hiçbir zaman şu an olduğu kadar net ve çıplak göremeyiz. | Open Subtitles | لن نرى بعضنا بنفس الوضوح كما نفعل في هذه اللحظة |
| O zaman, bugünün senin şehirdeki son günün olduğunu ve bir daha o şişko suratını görmeyeceğimizi söyleyebiliriz. | Open Subtitles | على ذلك من الممكن أن أقول أن اليوم هو آخر يومٍ لك في المدينة وأننا لن نرى وجهك السمين الملعون مرة أخرى |
| "Bir daha karşılaşmayacağız, bir daha ışığı görmeyeceğiz." | Open Subtitles | أبداً لن نلتقى أبداً لن نرى النور ثانيةً |
| Üçüncü sınıfa kadar bir tane bile hasta görmeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن نرى مريضاً واحداً حتى السنة الثالثة |
| Madem birbirimizi bir süre görmeyeceğiz, kasetlerden birazını versene. | Open Subtitles | اذا كنّا لن نرى بعضنا البعض لفتره أعطني بعض الشرائط المصوره لنا |
| Madem birbirimizi bir süre görmeyeceğiz, kasetlerden birazını versene. | Open Subtitles | اذا كنّا لن نرى بعضنا البعض لفتره أعطني بعض الشرائط المصوره لنا |
| Dünyanın krallık olduğu zamanı biz göremeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نرى الوقت الذى يمتلئ فيه العالم بالمملكة |
| Yakında askere gideceksin ve birbirimizi hiç göremeyeceğiz. | Open Subtitles | قريبا ستذهب للتجنيد، وعندها لن نرى بعض مجددا. |
| Bildiğim tek şey sen ve ben birbirimizi göremeyeceğiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرفه هو أننا أنت وأنا لن نرى بعضنا البعض. |
| Ve o çocuksu gülümsemesi ile kalkık saçlarını bir daha göremeyeceğiz. | Open Subtitles | و لن نرى إبتسامته الصبيانية و لا شعرة الذي على شكل قرون مرة أخرى |
| Belki birbirimizi bir daha hiç görmeyiz. | Open Subtitles | ربما لن نرى بعضنا ثانية |
| - Muhtemelen birbirimizi hiç görmeyiz. | Open Subtitles | - من المحتمل أننا لن نرى بعضنا البعض |
| Eğer düşüp kalçasını kırarsa, yine bir şey göremeyiz. | Open Subtitles | و إذا سقط و كسر مفصل الورك لن نرى أي شئ أيضاً |
| Chris, parayı o alırsa bir daha tek bir metelik bile göremeyiz. | Open Subtitles | كريس،اذا اخذ المال لن نرى سنتا واحدا منه |
| Ama birbirimizi asla tekrar görmeyeceğimizi biliyorduk. | Open Subtitles | ولكننا كنا نعرف أننا لن نرى بعضاً مرة أخرى أبداً |
| Birbirimizi bir daha görmeyeceğimizi sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقد بأنك قلت بأننا لن نرى بعضنا البعض مرة أخرى |