| Bunu al ve yeni ailesine ver. | Open Subtitles | يجب عليك أن تأخذ هذا و تعطيه لوالديه الجدد |
| ailesine eve geleceğini söyleyen tek arama yok. | Open Subtitles | ولا مكالمة واحدة لوالديه يخبرهما بها أنه عائد للوطن |
| ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. | Open Subtitles | لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة |
| Abdi ailesinin gururuydu Nasser Ali umutsuzluktu | Open Subtitles | كان عبدي فخراً لوالديه, وناصر علي رماهم إلى اليأس. |
| Ama ailesi için birşeyler yapmayı deneyebilirim. | Open Subtitles | لكنني اعتقدت أنه يمكنني أن أحاول أن أفعل شيئاً لوالديه |
| Bu halde anne babasına götüremem. Nasıl olurlar bilirsin. | Open Subtitles | لا يمكنني إيصاله لوالديه هكذا تعرفين كيف يكون الآباء |
| ailesiyle konuşup, onunla gurur duymalarını sağlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتحدث لوالديه إجعلهم يفتخرون به |
| Ve bir yıl, Truman ailesine mektup gönderip, gösterinin yıldızı olduğunu yazdı sadece benim gibi, bir kar tanesi olduğu halde. | Open Subtitles | وفى أحد السنين , كتب ترومان لوالديه أنه كان نجم الكرنفال لهذا فقد كان وحيداً مثلى |
| Bunları ailesine teslim edecek kişi de benim. Ama onlara söyleyecek bir şeyim olana kadar karşılarına çıkmaya yüzüm yok. | Open Subtitles | ومن المفترض أن أعطيها لوالديه ولايمكني مواجهتهم، حتىيكونلديّالمزيدلأخبرهمبه، |
| Zavallı, masum ailesine korkunç şeyler yaparsın belki? | Open Subtitles | لفعل شيئاً فظيعاً. لوالديه الأبرياء المساكين، ربما؟ |
| Thumper'ın ailesine ne söyleyeceğim? | Open Subtitles | ما الذى سأقوله لوالديه عندما أعود ؟ |
| ailesine yazmak için çok zor bir mektuptu. | Open Subtitles | لقد كان خطابًا صعبًا لكتابته لوالديه |
| Sam, bunların askerin ailesine ulaştırıldığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | (سام)، يجب أن نتيقن من أن يأخذ أحد هذا لوالديه |
| Craig'in ailesinin görmesini istemediği şey neydi Will? | Open Subtitles | ما الذي لم يرغب كريغ لوالديه أن يروه,ويل؟ |
| Grayson, ailesinin saldırı emri vermediğine beni ikna etti. | Open Subtitles | جرايسون أكد لى أنه لا علاقة لوالديه بالهجوم |
| ...en niyahetinde,eminimki ailesinin en değerli hazinesiydi. | Open Subtitles | ...وحتى الآن, هو كان فعلا بالنسبة لوالديه ' أكبر وأثمن كنز. |
| Ailenin tek çocuğu, ve ailesi varlıklı. | Open Subtitles | إنّه الفتى الوحيد لوالديه وعائلته تمتلك مالاً |
| Açıkçası umurumuzda değil. Ama ailesi için önemli. | Open Subtitles | نحن، في الحقيقة، هو دا أحرزنا يهتم، ولكن ج أحرزنا هو لوالديه. |
| Galiba bunu komik bulmuşlar ki onu kaçırıp ailesi bulsun diye broşürleri orada bırakmışlar. | Open Subtitles | أفترضُ أنهم وجدوا ذلك مضحكاً، أن يخطفوه ويتركوا الكتيبات فقط لوالديه كي يجدوهم |
| Çocuğa ve daima pürdikkat olan anne, babasına sağlıklarını ve dermanlarını geri ver. | Open Subtitles | أعد لهذا الطفل الصحة والعافية وأعده لوالديه الساهرين |
| Anasına babasına veda edip esrar ve liberal politikayı ilk defa keşfetmiş üniversite ilk sınıf öğrencisi gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | لأنك تبدو كطالب جامعي بالسنة الأولى الذي قال وداعًا لوالديه وتوجه للمخدرات والسياسيين الليبراليين للمرة الأولى |
| Aidan kızı ailesiyle tanıştırmaya çalışınca kız eridi gitti tabi, sonra kız kaçtı kaçtığı sırada Aidan'ın eşi Natasha ile karşılaştı. | Open Subtitles | بالطبع انهارت عندما حاول ان يقدمها لوالديه , وغضبت جدا عندما رأت بيج يخرب من التاكسي |
| Bu sabah ailesiyle tekrardan buluştu. | Open Subtitles | الذي أبلغ عن فقدانه بالأمس تم رجوعه لوالديه هذا الصباح |