| Ve bırakalım masamızda siyah bir avukat otursun. | Open Subtitles | وأحضر محامياً أسوداً ليجلس على الطاولة معنا بالمحكمة |
| Tamam, herkes bir yere otursun. | Open Subtitles | مجموعة أخرى من الفاسدين. حسنٌ, ليجلس الجميع. |
| - Lütfen herkes yerlerine otursun. Çiftimiz konuşmalarını yapacak. Bir, iki, üç. | Open Subtitles | إذا ليجلس الجميع الزوجين سيغنيان عهودهما ليلي آن مثيرة |
| Her polis oturup bir terapistle konuşmak için Bellevue'ye gönderilir. | Open Subtitles | حسنا، كل شرطي ليتوجه إلى بيليفيو ليجلس مع طبيبٍ نفسي |
| Birkaç imza yeter sonra piyanosunun karşısına oturup çalabilir. | Open Subtitles | فقط بعض التوقيعات، ثم يعود بعدها مطمئنا ليجلس على البيانو الخاص به ويحلق بعيدا مع الأنغام، |
| Pekala, hepiniz Oturun. Hadi, canavarlar. | Open Subtitles | حسناً, ليجلس الجميع, هيآ يا وحوش |
| simdilik herkes otursun. Oksijeninizi idareli kullanin. | Open Subtitles | ليجلس الجميع الآن واقتصدوا في الأوكسجين |
| Hadi çocuklar, yerleşin. Herkes yerine otursun. | Open Subtitles | حسن, ياقوم, ليجلس كلّ منكم بمقعده. |
| Pekala, bu kadarı yeter. Herkes otursun. | Open Subtitles | حسنُ، هذا يكفي هيّا ليجلس الجميع. |
| - Ben de öyle. - Herkes yerine otursun lütfen. | Open Subtitles | ـ أجل، وأنا كذلك ـ "رجاءً، ليجلس الجميع" |
| Herkes yerlerine otursun lütfen. | Open Subtitles | ليجلس الجميع، رجاءً. |
| Şimdi, herkes otursun. | Open Subtitles | الآن, ليجلس الجميع |
| Lütfen, herkes otursun. | Open Subtitles | رجاءا,ليجلس الجميع |
| Pekala, artık herkes otursun. | Open Subtitles | حسناً، ليجلس الجميع |
| Tamam, tamam. Herkes otursun. | Open Subtitles | حسناَ، حسناَ ، ليجلس الجميع |
| Tamam, tamam. Herkes otursun. | Open Subtitles | حسناَ، حسناَ ، ليجلس الجميع |
| O adamın oturup kaybetmeyi kabul edecek türden biri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | ..هذا الرجل عنيد للغاية ..ليجلس ويتقبل هزيمته كرجل |
| Benim Yuvarlak Masa oturup bir daha şövalye gerekir. | Open Subtitles | أحتاج فارساً واحداً فقط ليجلس على طاولتي المستديرة |
| Hem de gayet iyi, çünkü Kumandan'ın oturup ...benim onun için yaptığım albümlere bakacak vakti yoktu. | Open Subtitles | هذا منطقي جداً لأنّ القائد ليس لديه الوقت ليجلس ويتصفّح كُتبه القديمة التي أخذت مني وقتاً لأكتبها له |
| Oturun lan ikiniz de! | Open Subtitles | ليجلس .. كلاكما |
| Eğer biri oturmaya gönüllü oluyorsa neden izin vermiyor ki? | Open Subtitles | اذ ارد شخص ما التطوع ليجلس عليه لماذا لايدعهم يفعلون؟ |
| Biraz yorgun görünüyordu, ve oturacak bir yeri yoktu.. | Open Subtitles | بدا عليه التعب ولم يكن هناك طاولة ليجلس عليها |