| koruması gereken bir geleceği yoktu. | Open Subtitles | ولا مستقبل ليحميه |
| - Ya da abisinin koruması için Navarre yolunda. - Hm. | Open Subtitles | أو الى نفار حيث أخيه ليحميه |
| Mark'ın koruması olmadan sürekli hor görülüp okulda her gün dışlanan, zora geldiğinde eski haline dönen korkak küçük bir çocuk görüyorum. | Open Subtitles | أري ذلك الطفل الصغير الخائف .. الذي يُضرب كل يوم بالمدرسة، وبدون (مارك) هناك ليحميه عندما يحين وقت الحسم فقد تحول إلي ذلك الطفل الصغير |
| Ve saat 20.52'de onu korumak için hayatını feda etti. | Open Subtitles | وفي الساعة 8: 52 ضحى بحياته ليحميه |
| Papa Clement, Roma'dan kaçmadan önce onu korumak için kutuya mühürlemiş. | Open Subtitles | الاب "كليمنت" اقفل الصندوق عندما هرب من "روما" ليحميه |
| onu korumak için hayatını feda ederdi. | Open Subtitles | سيضحي بحياته ليحميه |
| Ama dünyanın onu koruyacak bir insana ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | لكنّ العالم لم يكن بحاجة إلى شخص ليحميه. |
| onu koruyacak rehberlik edecek bir adama ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | يحتاج لرجل في حياته ليحميه ويرشده, ليريه الخطأ من الصواب. |
| Hele ki onu korumak için yanında Barca yokken. | Open Subtitles | من دون (باركا) ليحميه |
| Orada onu koruyacak kimse yoktu ve sen onu öldürdün. | Open Subtitles | لم يكن هناك أحد ليحميه وقمت بقتله |