"ليس لدي خيار" - Translation from Arabic to Turkish

• Başka seçeneğim yok
• Başka şansım yok
• Başka çarem yok
• Seçme şansım yok
• bir seçeneğim yok
• Başka şansım yoktu
• Başka seçeneğim yoktu

Şimdi daha zor, ama Başka seçeneğim yok. Onları durdurmalıyım.
سأصبح اقوى الآن لكن ليس لدي خيار يجب ان اوقفهم

- Başka seçeneğim yok. - Bu konuda dikkatli olmalısın.
ليس لدي خيار آخر ـ لكن كن حذرا بهذا الشأن

Ama Başka seçeneğim yok ve bu kez riske girmeyeceğim... çünkü bu sefer olmaz.
ليس لدي خيار ، لن اخاطر هذه المرة لأن لا يمكنني المخاطرة

Yapma. Başka şansım yok.
اوه ، افهمي انا لابد ان اذهب ، ليس لدي خيار ، حسنا؟

Kurallar kuraldır, ve kampın sonu olduğu için Başka şansım yok.
القوانين هي القوانين ومنذ الأن وحتى نهاية المعسكرN.ليس لدي خيار أخر

Siz, buradaki güç dengesini değiştirdiniz. Başka seçeneğim yok.
يجب ان تقومي باعدال ميزان القوة هنا , ليس لدي خيار

Sen olmanı istemezdim, ama karnım çok aç, Başka seçeneğim yok.
لم يكن من اللازم أن تكوني أنتي و ليس لدي خيار آخر

Bununla birlikte, şimdi bir öğretmen karıştığına göre bunun çaresine bakmaktan Başka seçeneğim yok.
لكن الآن هناك مدرس تورط بالموضوع ليس لدي خيار آخر إلا بالتعامل مع الأمر

O zamana kadar bu laboratuarı kapatmaktan ve ödeme olmadan ikinizi askıya almaktan Başka seçeneğim yok.
حتى ذلك الحين، ليس لدي خيار سوى اغلاق هذا المختبر وتوقيفكما من العمل من دون اجر

Seninde söylediğin gibi. Başka seçeneğim yok, Warwick.
لكنك كنت مولعاً جداً في تذكيري ليس لدي خيار وارويك

Müdürün tavsiyeleri ışığında burada işlediğiniz ihlallerden ötürü, şu anda şartlı tahliyeni reddetmekten Başka seçeneğim yok.
في ضوء توصيات آمر السجن, ومخالفاتك العديدة هنا, ليس لدي خيار سوى رفض أطلاق سراحك في هذه اللحظة.

Başka seçeneğim yok.
كلّا، ليس لدي خيار سوى إقتحام منزل بصخب،

Keşke başka bi yol olsa, ama Başka şansım yok
أود أن أجد طريقة للخروج من ذلك ولكن الحقيقة هي أنه ليس لدي خيار

Şimdiyse gizli,atıştırmalık seksten Başka şansım yok.
. الآن ليس لدي خيار إلا أن أنام معه بسرية

Onlar bizimle görüşmemeyi seçene kadar Başka şansım yok.
طالما أنهم لا يريدون التحدث إلينا، ليس لدي خيار

Başka şansım yok galiba. Avukatım olabilirsin Nick.
أعتقد بأن ليس لدي خيار أخر تستطيع أن تكون محامي الخاص بي ، يا نيك

İnan bana, yardım isteyeceğim son insansın. Ama Başka çarem yok.
صدِّقني, أنت آخر شخص أود طلب مساعدته, ليس لدي خيار آخر

Böyle bitmesini istemezdim ama artık Seçme şansım yok.
لم أرد الأمر أن ينتهي هكذا ولكن الآن ليس لدي خيار

Tabii ki gelirim. Fazla bir seçeneğim yok, değil mi?
بالطبع سآتي ليس لدي خيار آخر، أليس كذلك؟

Başka şansım yoktu! O çok fazla biliyor!
ليس لدي خيار ، انه يعرف الكثير

İşimi zorlaştırma. Üzgünüm. Başka seçeneğim yoktu.
لا تجعلي ذلك أصعب مما هو عليه آسف , ليس لدي خيار