| Bu pis vampirlerden biri değil. | Open Subtitles | ليس واحداً من هؤلاء مصاصي الدماء القذرين |
| - Klinikteki adamlardan biri değil. | Open Subtitles | ليس واحداً من الرجال اللذين كانوا في العيادة |
| Hayır, ben buralarda bir ayı yok. Benim yaka biri değil. | Open Subtitles | لا، ليس لدي دب بالقرب من هنا ليس واحداً من دببي ذات الطوق |
| Satıcılık, meziyetlerinden biri değil. | Open Subtitles | فن البيع ليس واحداً من مهاراتك |
| Müşterilerimden biri değil, bu benim 1 numaralı müşterim. | Open Subtitles | ليس واحداً من زبائني... إنه زبوني المفضل |
| Bu White'ın adamlarından biri değil. | Open Subtitles | -حراشيف، إنه ليس واحداً من الرجال البيض |
| Sence de şanslı biri değil mi? | Open Subtitles | انه ليس واحداً من المحظوظين. |
| Bruce pek çok doğru şey yapmıştı ama kurulu bilgilendirmemek bunlardan biri değil. | Open Subtitles | (بروس) قام بأمور صحيحة كثيرة، ولكن إبقاء المجلس في الظلام ليس واحداً من تلك الأمور |
| Bizim köyden biri değil. | Open Subtitles | ليس واحداً من قريتنا |
| Andrew, Joe'nun takipçilerinden biri değil, değil mi? | Open Subtitles | (أندرو) ليس واحداً من أتباع (جو) أليس كذلك ؟ |
| Aradığımız adamlardan biri değil. | Open Subtitles | هذا ليس واحداً من مطلوبينا |