| Hükümeti yok etmek için bir tuzak kurdu ve Lumic'i iş başında bıraktı! | Open Subtitles | لا شئ سوى أنه نصب فخاً ليقضي على الحكومة ويولي لوميك السُلطة |
| Bunu kim yaptıysa, tek bir adam için fazlaca ateş gücü kullanmış | Open Subtitles | من فعل هذا جلب معه الكثير من النيران ليقضي على رجلٍ واحد فقط |
| Cesedi taşımak için en az bir tane, iki numarayı halletmek için bir tane, bir de diğerlerini kontrol altında tutmak için. | Open Subtitles | على الأقل واحد ليدخل الجثة للداخل وواحد آخر ليقضي على الضحية الثانية وواحد آخر ليتحكم بالباقين |
| Canavarla kapışabilmesi için doğru silaha ihtiyaç duymaktadır. | Open Subtitles | ليقضي على الوحش فعليه التزوّد بعدة القتال المناسبة. |
| Protokolü uygulamaya ayıracağınız süre onun sizi öldürmesi için yeterlidir. | Open Subtitles | الوقت الذي ستسغرقونه في اتباع قوانينكم سيكون كافيا له ليقضي على حياتكما |
| Yağmur kasabadan inanmayanları temizlemek için geldi. | Open Subtitles | انت تعلمين ان المطر يتساقط ليقضي على غير المؤمنين بهذه البلدة |
| Bu bir Volm'u yeniden oluşabilmesinden önce indirmek için yeterince güçlüyse bir melezi de öldürebilir. | Open Subtitles | الآن، إن كان هو قويٌ بما فيه الكفاية ليقضي على الإشفيني قبل أن يجدد خلاياه قد يكون قادراً على قتل هجين |
| Ne olmuş? Körler için köpek satanlar az daha iflas edecekti. | Open Subtitles | -كان ليقضي على حياة كلب العميان الذي كان يستخدمه |
| Peynir'i taş ocağına gelmeye ikna etmesi için Chris Mullen'ı ayarladılar. | Open Subtitles | (أحضروا (كرس مولن ليقضي على (شيز) بالمحجر |
| Dünyanın iyiliği adına Walter Sykes'ı haklamak için. | Open Subtitles | (ليقضي على (والتر سايكس من أجل مصلحة الجميع |
| Ruiz'i Potter ve Brooks'u ortadan kaldırmak için işe aldı. | Open Subtitles | إستأجرت (رويز) ليقضي على (بوتر) و (بروكس) |