| Herkes mutlu ama yaptığına bakın Darfur da neler olduğuna bakın | TED | حيث الجميع سعداء ، لكن انظروا ماذا يحدث انظروا الى مايحدث في دارفور |
| neler yaşayacağını biliyorsunuz, çünkü siz de aynı yollardan geçtiniz. | Open Subtitles | أنتي تعرفين مايحدث هناك لأنكِ كنتي هناك من قبل |
| Neden konuşayım ki-- Ona benim hakkımda veya bu evde olanlar hakkında birşey söylersen, işimiz biter. | Open Subtitles | لا تقل شيئاً عني ولا عن مايحدث في هذا البيت لها أو لأي شخص |
| Basın bu olayın üzerine deliler gibi gidiyor, o yüzden sıkıca oturup olanları izleyelim. | Open Subtitles | الإعلام , يقوم بجعل كل هذه الأشياء مجنونه لذا دعونا فقط نجلس متماسكين ونرى مايحدث |
| Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum, ne olursa olsun. | Open Subtitles | سأظل أحبك اكثر من أي شيء في العالم لايهم مايحدث |
| Her ne oluyorsa bana anlatabilirsin. | Open Subtitles | اين كان مايحدث .. تستطيعين أخباري |
| Öyle mi? Evimize birini sokarsan olacağı budur. Oğlumuzun suçlularla gezmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | هذا مايحدث عندما تترك ولدنا يصاحب مجرمين |
| Hep orada bir şeyin olduğunu düşünürsünüz ve bunların yanında şimdi de gökyüzü... | Open Subtitles | أنت دائماً تنظر بمخاوفك وتظن دائما أنه يوجد شيئاً ما و الآن كل مايحدث في السماء |
| Gördün mü, evini bir açık artırmada satarsan sonu böyle olur işte. | Open Subtitles | أترى، هذا مايحدث عندما تقوم ببيع منزل في مزاد |
| neler yaşayacağını biliyorsunuz, çünkü siz de aynı yollardan geçtiniz. | Open Subtitles | أنتي تعرفين مايحدث هناك لأنكِ كنتي هناك من قبل |
| İçerde neler oluyor bilmiyoruz... çünkü hiç kimse huninin içinde ölçüm yapamadı. | Open Subtitles | لم نعرف مايحدث فى منتصف الاعصار لان لا احد يستطيع اخذ الالات والذهاب داخل الاعصار |
| neler olduğunu bilmiyorum ama jakuzime sıva parçaları düşüyor. | Open Subtitles | أنا لا أعلم مايحدث هنا لكن لدي بعض الجص يسقط في الجاكوزي |
| Gerçekçi olabilmesi için, bazılarınızın neler olduğunu bilmesi, bazılarınızın bilmemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | ليبدو حقيقياً, البعض منكم هناك عرف مايحدث والبعض منكم لا لكننا لانريد ازعاج الناس في منازلهم |
| Gerçekçi olabilmesi için, bazılarınızın neler olduğunu bilmesi, bazılarınızın bilmemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | ليبدو حقيقياً, البعض منكم هناك عرف مايحدث والبعض منكم لا لكننا لانريد ازعاج الناس في منازلهم |
| Bu civarda polisler devriye geziyor ve neler olduğunu anlayacak kadar da kafaları çalışıyor. | Open Subtitles | الدوريات تلفلف في المنطقة بأكملها ولديهم عقول لمعرفة مايحدث |
| Benim veya burada olanlar hakkında ona veya başkasına bir şey anlatırsan biter. | Open Subtitles | لماذا لا؟ لا تقل شيئاً عني ولا عن مايحدث في هذا البيت لها أو لأي شخص |
| Sorarlarsa bana zorla yaptırdığını söylersin, çünkü şu anda olanlar tam da bu. | Open Subtitles | لو سُألت سأقول أنك أجبرتني لأن هذا مايحدث نوعا ما |
| Bu hayatta olanlar sadece sana olmuyor. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف من الإعتقاد أن مايحدث بالحياة هو لك فقط |
| - O evde olanları ilaç tedavisi ile halledemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك معالجة مايحدث بذلك المنزل طبّيا |
| Bazı kısımlarımı hayatta, bazılarını ölü tutuyor. olanları gördünüz mü? | Open Subtitles | يساعدني على البقاء حيّا ويبقي أجزاء مني ميّته هل رأيتم مايحدث هناك بالخارج |
| Her ne olursa, öyle ya da böyle, bugün o resimle birlikte, o açık arttırmadan çıkacağız, ne olursa olsun. | Open Subtitles | بالرغم مايحدث بطريقة أو بأخرى سنذهب لبيت المزاد الليلة نأخذ هذه اللوحة مهما كانت الأسباب |
| Ne oluyorsa, ilk defa oluyor. | Open Subtitles | كل مايحدث فهو يحدث للمرة الاولى |
| Ben, Miles ile ne olacağı şu andan itibaren ileriye dönük olarak ilgileniyorum, tamam mı? | Open Subtitles | بن كل ما اهتم به مايحدث معى ومع اميال ن هذه اللحظة وبعد ذلك اوكى |
| Benim suçum. Seni vurmasaydım, bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | انها غلطتي ، فلو لم اطلق عليك النار لما حدث مايحدث الآن |
| İzin almadan park edersen böyle olur işte. | Open Subtitles | لا ، حسنًا .. هذا مايحدث عندما توقفين السيارة في مكان غير مخصص لك |
| Ama kredi derecelendirme sektöründe her Allah'ın günü olan bu. | TED | ولكن في الحقيقة هذا مايحدث في وكالات التصنيف كل يوم. |