| Sana sadece bilmen gerekeni öğrettim... öğrettim ki, yeri ve zamanı geldiğinde onurlu davran... ve kaderini kabullen diye. | Open Subtitles | وعلمتك فقط ما كان يجب ان تعرف وعندما يحين الوقت تجد مكانك في ميدان الشرف |
| Yapılması gerekeni yaptılar çavuş. | Open Subtitles | لقد فعلوا ما كان يجب أن يفعلوه أيها الرقيب |
| - Bizim için yemek getirmiştim. - Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لقد أحضرت بعض الطعام للعشاء ما كان يجب ان تفعلي ذلك |
| Beni kovdurmana gerek yoktu. Giysilerin ıslak. | Open Subtitles | ــ ما كان يجب أن تطردنى0 ــ ملابسكِ مبتلة |
| Çok üzgünüm, bir tanem. Seni asla terk etmemeliydim. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً يا حبيبي ما كان يجب على أن أتركك أبداً |
| Sen bize gitmemiz gerektiğini söylüyorsun. Bugün sıranın sizde olmadığını anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أخبرك أنه ما كان يجب أن يقوموا بالاتصال بالبيجر عليك اليوم |
| Yani, daha önce ortak barınmanın tecrit için bir panzehir olduğunu söylediğimde söylemem gereken şey ortak barınmanın hayatınızı kurtarabilir olduğuydu. | TED | وكما قلت من قبل بأن السكن المشترك هو ترياق للإنعزال، ما كان يجب عليَ قوله هو أن السكن المشترك قد ينقذ حياتك. |
| Hadi oradan be! Sizin burada olmamanız gerekiyordu. | Open Subtitles | اللعنه عليكِ ما كان يجب أن تأتوا إلي هنا |
| Bonnie seni korumak için yapması gerekeni yaptı ve hayattasın. | Open Subtitles | بونى فعلت ما كان يجب لحمايتكم... انت على قيد الحياه |
| Ver de 10 dakika önce yapman gerekeni yapayım. | Open Subtitles | أعطني إياه، و سافعل ما كان يجب أن تفعله منذ عشر دقائق |
| En başında yapmış olmam gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأفعل ما كان يجب علي أن أفعله من الأساس |
| O yüzden uzun zaman önce yapmamız gerekeni yapacağız. | Open Subtitles | لذا الآن سنفعـل ما كان يجب علينا فعله منذ وقـت طويل |
| Ve küçük bir hediye. Hiç gerek yoktu. Seni tekrar görmek çok güzel. | Open Subtitles | ما كان يجب أن تكلفين نفسكِ من الخير فقط أن أراكِ |
| Evet, bana saldırmıştı ama öldürmeye gerek yoktu. | Open Subtitles | صحيح أنـّه هاجمني لكن ما كان يجب سفك دماءه. |
| Bıraktığın için teşekkür ederim. Yukarı kadar gelmene gerek yoktu. | Open Subtitles | شكرا على اصطحابى الى المنزل ,ما كان يجب عليك ان ترافقنى للاعلى. |
| Aslında ona herhangi bir paye verme hakkı tanımana falan gerek yoktu. | Open Subtitles | في الحقيقة ما كان يجب أن تضعيه بعين الأعتبار. |
| Sabredemiyorum diye seni tanımadığın birinin yanına göndermeyi kabul etmemeliydim. | Open Subtitles | ما كان يجب أن أوافق على أن تخرجى مع شخص لا تعرفينه حقاً لأنه ليس لدىّ صبر |
| Tüm bu arkadaşlık laflarıyla seni sıkboğaz etmemeliydim. | Open Subtitles | ما كان يجب أن أضعكِ تحت الضغط بشأن أمر العلاقة تلك |
| En başından sana emanet etmemeliydim. | Open Subtitles | ما كان يجب ان اجعلك تعتنين به من البداية |
| Sonuçlar kişinin o konumda devam edip etmemesi gerektiğini belirler, ki bu bildiğiniz gibi, çoğunlukla duruma bağlıdır. | TED | و هذا يحدد اذا ما كان يجب أن يواصلوا في ذلك الموقع القيادي، الشيئ الذي يعتبر ظرفيا في كثير من الأحيان، كما تعلمون. |
| Sakın banmamam gerektiğini söylemeye kalkma. | Open Subtitles | لا تخبرنى الآن أنه ما كان يجب على أن أغمسها ؟ |
| Yapmamız gereken şey yükümlülüğünü yerine getirdiğini tartışmaktı ve... seni hazır yedek kuvvetlerden geri çağırmak mantıksız. | Open Subtitles | ما كان يجب مناقشته هو لو أنك راضي عن اتفاقك و أن اعادتك للخدمة يعتبر أمر ليس من أعمال الضمير |
| Yapman gereken şey, yarışmaya büyük bir ayna götürmekti. | Open Subtitles | ما كان يجب أن تفعله هو أن تأخذ معك مرآة كبيرة للمسابقة |
| Onu turşu ve şekerden daha sağlıklı şeyler yemeye ikna etmemiz gerekiyordu. | Open Subtitles | بطريقة ما كان يجب ان نقنعها بتناول طعام صحي أكثر من المخلل و الحلوى |