| Sahip olduğu her şeyi hakkıyla kazandığını söylerken duraklıyor. | Open Subtitles | إنـّه مرّ بحالة ترد قبل قوله بأنّه كسب كلّ ما يملك. |
| Projesini değil kendini riske edebileceğine inandırdınız ama Sahip olduğu her şey şahsi garanti altında. | Open Subtitles | جعلتَه يظنّ أنّ بإمكانه المُخاطرة وليس بهذا المشروع بل بكلّ ما يملك على ضمانة شخصيّة. |
| Kral, kabilemize saygısını sunmak istiyorsa Sahip olduğu kadar büyük servet ödemeli. | Open Subtitles | إن أراد الملك أن يُظهر إحترامه لعاداتنا يجب أن يجلب لنا ثروة كمثل ما يملك |
| Ama öyleydi, hepimizin geldiği zamanlarda bir adamın tek Sahip olduğu şey sözüydü. | Open Subtitles | ولكنه كان في الزمن اللذي جئنا كلنا منه عندما كلمة الرجل كانت كل ما يملك |
| Adam bankadan gelecek krediyi garantiye almak için iç çamaşırına kadar her şeyini ipotek etmiş. | Open Subtitles | لقد كنت محق بشأن موريس لقد رهن كل ما يملك لتأمين قرض البنك |
| Sahip olduğu tüm o silah gücüne karşı, çok fazla şansımız yok. | Open Subtitles | بكل ما يملك من اسلحه ليس لدينا فرصه معه |
| Tek Sahip olduğu benim. Onun için hiç kolay değil. | Open Subtitles | إنني كل ما يملك ليس الأمر بالسهل عليه |
| Sahip olduğu en değerli şeyi hiç umursamadan fırlatıp atmış. | Open Subtitles | لفظ أعز ما يملك وكأنه شئ تافه |
| Sahip olduğu her şeyi harcamıştı. | Open Subtitles | ,أنفق كل ما يملك |
| Sahip olduğu her şeyi. Hem de son kuruşuna kadar. | Open Subtitles | كل ما يملك, كل قرش |
| Sahip olduğu her şeyi kaybeden biri | Open Subtitles | # لو فقد الإنسان كل ما يملك # |
| Sahip olduğu tek şeydi. | Open Subtitles | -لقد كان، كل ما يملك تقريباً |
| Sahip olduğu her şeye. | Open Subtitles | كل ما يملك |
| Bütün Sahip olduğu buydu. | Open Subtitles | هي كل ما يملك. |
| Adam bankadan gelecek krediyi garantiye almak için iç çamaşırına kadar her şeyini ipotek etmiş. | Open Subtitles | لقد كنت محق بشأن موريس لقد رهن كل ما يملك |