| İki hafta aradıktan sonra çoktan bozulmuş bir adam buldum. | Open Subtitles | بعد البحث لإسبوعين، وجدتُه رجل مشوه بالفعل. |
| Alışkanlık yapıyor. Onun TV karakteri suratı bozulmuş bir adama aşık. | Open Subtitles | ذلك الادمان، شخصيتها بالمسلسل تقع بحب رجل مشوه |
| Hiç bu şekilde parçalanmış bir vücut görmedim. | Open Subtitles | لم أشاهد من قبل جسد مشوه هكذا. |
| Yüzü tanınmayacak kadar parçalanmış. | Open Subtitles | الوجه مشوه لكي لا يتم التعرف عليه |
| Hamile kalmaktan ve sakat bir bebek sahibi olmaktan çok korkuyordum ama hiç hamile kalmadım. | Open Subtitles | كنت أخشى أننى يمكن أن أصبح حامل و أنه يمكن أن يصبح طفلى مشوه الشكل لكنى لم أحمل أبدا |
| Efsaneye göre, bir adam çirkin, şekli bozuk, canavara benzeyen yüzüne maske takan bir adam onları öldürmüş. | Open Subtitles | الاسطورة تقول انه كان هناك رجل رجل ,مشوه قبيح جدا لبس قناع على وجهه هو الذي قتلهم |
| Sadece evlilikle ilgili bu çarpık görüşleri nereden çıkardığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لدي أي فكرة حيث حصلت هذه الآراء مشوه على الزواج. |
| - Sen şekilsizsin. - Ben şekilsizim. | Open Subtitles | انت مشوه انا مشوه |
| Evet, fakat biraz bozulmuş, bizim ekipman frekanslarının biraz dışında. | Open Subtitles | - - نعم لكن التردد مشوه خارج مدى أجهزتنا |
| Sonunda gerçek bir insan muamelesi görüyorum, bozulmuş değil... | Open Subtitles | -شكراً يتم معاملتي أخيراً كشخص حقيقي ليس مجرد مشوه |
| Ama sonra kendimi bozulmuş hissetmeye başlıyorum çünkü çünkü ben bundan daha fazlasıyım. | Open Subtitles | لكن... بدأت أشعر... بأنني مشوه لأن... |
| Her biri parçalanmış... | Open Subtitles | كل واحدة كانت مشوه |
| Her biri parçalanmış... | Open Subtitles | كل واحدة كانت مشوه |
| Bay Moran, yüzü, parçalanmış. | Open Subtitles | سيد (موران) ، الوجه يبدو مشوه. |
| Tıpkı kötü giden hasat, sakat doğan bir çocuk, ya da Tanrının, apaçık ya da şüpheli olan varlığını kabul ettikleri gibi... | Open Subtitles | كما يتقبلوا المحصول السيء, أو كطفل مشوه أو كحدث سيء, أصابهم به الرب |
| Şöyle ki, ölü bir davacı... yaşayan ama ileri derecede sakat birinden daha değerli değildir. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور ، مدعى ميت نادراً ما يساوى مثل مدعى حى و مشوه بشدة |
| "sakat bir koleksiyon için sakat bir anıt ve sakat bir Mall." | TED | "نصب تذكاري مشوه ومول مشوه لمجموعة مشوهة." |
| Bu rüzgar ve kaya düzeni arasından bozuk bir ekolokasyon alırsınız. | Open Subtitles | من بين الرياح و الصخور المتشكلة، نحصل على صدى مشوه. |
| Fakat bu kitap bozuk ve çarpıtılmış, sana şunu söylememe izin ver... | Open Subtitles | و لكن عمله مشوه و ملتوي و دعني أقول لك |
| Oda çarpık perspektif ile inşa edilmiş. | Open Subtitles | لقد كانت غرفة مبنيه بمنظور مشوه |
| - Sen şekilsizsin. - Ben şekilsizim. | Open Subtitles | انت مشوه انا مشوه |